2018 yılında aslında hiçte beklemediğimiz bir anda tıp fakültemizin kuruluş müjdesini aldık. Yine çok kısa bir sürede yani aynı yıl kent olarak ilk öğrencilerimizi kabul etmenin mutluluğunu hep birlikte yaşadık.
Ancak bütün bunlar olurken bir lokma bir hırka misali fakültemizin kurucu dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca ile birkaç personelin dışında hiçbir şeyi yoktu. Ne binası ne öğretim kadrosu ve ne de laboratuvarları vardı. Ülke genelinde birçok örneği var, olsun dedik, ilk öğrencilerimizi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine misafir öğrenci olarak gönderdik. Dicle Tıp uzun yıllar Çukurova, Trakya Tıp İstanbul ve Erzincan tıp Erzurum Atatürk Üniversitesinden yararlandılar.
Bizde komşu şehrin imkanlarından yararlanmamızda bir mahsur yoktu.İlk öğrencilerimizin misafirlikleri üç yılı doldurdu. Artık öğrendikleri teorik bilgilerin pratik uygulamalarla pekiştirileceği döneme geldik.4 sınıf öğrencileri bu yıldan itibaren aynı zaman da tıp fakültemizin de uygulama hastanesi olan Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde iki yıl staj ve bir yılda bir doktorların gözetiminde bizzat hasta muayene edecekler.
Bir süre önce bu karar kamu oyuna duyurulduğunda sevincimi belirtmiş ve yetkilileri kutlamıştım. Ancak hemen akabinde de duyduğum bazı endişeleri ama diyerek sıralamıştım. Hastanenin fiziki ile personel durumuna dikkat çekmeye çalışmıştım. Fiziki durum bir ölçüde tolere edilebilir.
Fakat personel ve özellikle uzman doktor gerçekten büyük bir sorun. Çünkü bu öğrenciler belirli bir sıralamayla bütün ana bilim dallarında staj görmek zorundalar. Ancak hepimiz biliyoruz ki hastanemizde bir çok ana branşta ya hiç uzmanımız yok ya da uzman sayısı ihtiyaca cevap vermekten çok uzak. Doğal olarak uzmanın bulunmadığı bir ana bilim dalında staj görme diye bir şey söz konusu olamaz. Bu sorun, öğrencilerin artık doktor sayıldıkları ve hasta ile ilgilendikleri son sınıfta da daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
O günkü yazımda da belirmiştim; başta rektör Prof. Dr. Nihat Şındak hocamız ve diğer yetkililer bu konular da gerekli önlemleri almışlardır diye. Aynı inancı halen taşıyor ve gerekli önlemlerin ete kemiğe bürüneceği yani gerçekleşeceği anları bekliyoruz.