Birçok rahatsızlığı aynı bedende barındıranlar, hastanede dahiliyeden ortopediye, nörolojiden kalp damar cerrahisine bölüm bölüm dolaşırlar. Dolaştıkları her bölüm yeni ilaçlar, her ilaçta yeni yan etki demek.
Psikolojik ve fizyolojik olarak iyice çöküntüye uğramış olan hasta “İlaç almaktan bıktım, hayatıma ilaçsız devam edebilme şansım yok mu? “.Akupunktur burada devreye girer ve yüz güldürücü sonuçlar verir.
Örneğin; akupunktur tedavisiyle beş altı şikâyeti olan hastalarda en az ikisinde üçünde yine en az %60’a varan neticeler alınabilmektedir. Akupunkturun en önemli özelliklerinden biri vücutta dengeyi sağlar.
Örneğin; bağışıklık sistemi zayıf olan hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı direnci arttırır, var olan problemleri en aza indirgenmesini sağlar. Otoimmün hastalıklarda ise aşırı şekilde çalışan bağışıklık sistemini olması gereken seviyeye indirgeyerek dengelenmesini sağlar.
Ancak benzer durumlarda sadece akupunktur çerçevesinden bakmak da yanlış olur. Akupunktur dışında binlerce tedavi yöntemi günümüzde hâlen kullanılmaya devam etmektedir. Hastalığa göre en iyi ve uygun tedavi bütüncül bir yaklaşımla sunulduğunda çok güzel sonuçlar alınabilmekte.
Geçmişten günümüze dek tedavi amaçlı kullanılan binlerce bitki türü doğal ağrı kesici, kas gevşetici, dolaşım düzenleyici gibi daha nice sayılmakla bitmeyen etkiler yan etkisiz iyileşmenin yöntemleri arasındadır. Buna ek iyi bir dinlenme, sağlıklı beslenme, sosyal refah seviyesinin artışı ve stresten uzak durabilmek tedavinin etkisinin devamlılığı için göz ardı edilmemelidir.