Büyük bir gerçeği çok açık ve net bir şekilde ortaya koyan güzel bir sözümüz var;
“Birlikten kuvvet doğar”diye.
Bir başka halk hikayesinde ölmek üzere olan bir baba eşit boy ve kalınlıkta parçaları getirerek çocuklarına göstererek önce bir tahtayı daha sonra iki tahtayı bir defada kırar. Ancak üç tahtayı birden kırmak istediğinde gücü yetersiz kalır. Bununla çocuklarına birlik olduklarında ne kadar güçlü olacaklarını göstermeye çalışır.
Evet birlikte güç var, bereket var. Bu bir gerçek, ama bizde de birlik duygu ve alışkanlığının olmadığı da bir başka gerçek. Hemde biz Siirtliler açısından acı ve iftihar edilemeyecek bir gerçek.
Daha önce de bir yazımda belirttim, ülke genelinde birlikte, birlikte yatırım yapmayı pek beceremiyor ve bir türlü sevmiyoruz.
Örneğin Avrupa çok fazla sayıda çok ortaklı, hatta aynı ülkeden bir çok kişinin ortak olduğu şirketler bir yana bir çok ülkenin vatandaşlarının ortak olduğu ve bir saat gibi tıkır tıkır işleyerek bir asrı aşan ömüre sahip şirketler görmek mümkün.
Buna benzer örnekler ülkemizde yok. Varsa da istisna kabininden sayıları bir elin parmak sayısını geçmez.
Bu durum Siirt’te daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkıyor. En az ortaklığın ve aynı zamanda en kısa süreli ortaklıkların kurulduğu şehirlere Siirt güzel bir örnek teşkil ediyor.
Birlikte çalışma ya da ortaklık derken yalnızca ticareti ve sanayiyi düşünmemek gerekiyor. Bunu sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarından siyaset ve bürokrasiden başlayarak aklınıza gelen her alanda düşünün.
Hangi alanda bir ortaklık veya birlikte çalışma görebiliyorsunuz?
Bir kez daha vurgulayalım;
Birlikten kuvvet ama o da bizde yok.