Siirt Kitap Fuarı geleneksel hale geldi. Asırlar boyu bölgenin eğitim ve kültür merkezi olan bir ile de bu yakışır.
Dilerim her yıl kesintisiz bir şekilde bu fuar devam eder ve bunun Siirt’in eskiden olduğu gibi bölgenin eğitim ve kültür merkezi haline gelmesine büyük ölçüde katkısı dokunur.
Ancak her yıl kitap fuarları düzenlemeye devam ederken ele almamız gereken önemli bir konu daha var.
O da; Siirt’teki medreseler de yetişen bilim ve sanat insanlarının yazdıkları eserlerin tespit ve kayıt altına alınmasıdır.
Önemli bölümü Arapça az bir kısmı da Farsça dillerinde yazılan el yazması bu eserlerin önemli bir bölümünün henüz matbaa baskıları bile yok.
Az bir kısmı ülkemizin ve dünyanın değişik illerindeki kütüphanelerde koruma altına alınma şansını yakalamışsa da diğerleri bu eserleri yazan bilim ve sanat insanlarının torunlarının ellerinde hiçte uygun olmayan şartlar altında zamanın yıpratıcı gücüne karşı varlık mücadelesi vermektedirler.
Bu eserler yalnızca dini ilimler olan fıkıh, siyer, hadis, kuranı Kerim gibi ilim dallarında yazılmamışlar.
Şiir ağırlıklı olmak üzere edebiyatın bir çok dalında, mantık felsefe, matematik, coğrafya, tarih , fen bilimleri ve hatta astronomiye kadar hemen her bilim ve sanat alanında binlerce eser yazılmış.
Bu eserlerin tespitinin ardından önem sırasına göre ve belirli bir plan dahilinde tercümelerinin ve baskılarının yapılması gerekiyor.
Hatta imkanlar dahilinde bu eserler, ya satın alma ya da hibe yoluyla sahiplenilmelidir.
Bu eserlerin acilen ele alınması gerekiyor. Her geçen gün işlem biraz daha zorlaşacak. Çünkü bu eserler ya yıpranıp gidecek ya da bir şekilde elden çıkarılacak.
Bu işte; doğal olarak başta Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile üniversitemize düşüyor.