Maliyeti 80-90 TL olan bir porsiyon kebabın 200, maliyeti 8-10 TL olan bir bardak ayranın 20 ve 5-6 TL’ye satın alınan bir şişe suyun ise 15 TL’ye satılması vatandaşlar tarafından kabullenilemiyor. Esnafı şikayetçi, Memuru şikayetçi, İşçisi şikayetçi. Emeklisi ise zaten çoktan şikayetçi. Herkes kendisinin değil de birilerinin bu konuya el atmasını bekliyor. Yetkililerin harekete geçmesini istiyor. Bazıları da biz basın mensuplarını bu konuyu yeteri kadar dile getirmemekle suçluyor.
Bunu yapanların göz ardı ettiği ya da işlerine gelmediği için öyle davrandıkları bir konu var. O da halkın en büyük güç olduğu konusu.
Halkımız duyarlı davranmıyor. Bir önceki yazımda değindiğim gibi lokantaların boykot edilmesi çağrısına çok ilgi gösterilmedi.
Vatandaş eski alışkanlığı sürdürdü. Lokantalar yine dolup taşıyor. Yemekler sanki bedava dağıtılıyor gibi.
Gelin şöyle bir düşünelim. Bir hafta boyunca, hepimiz lokantalara gitmesek, keyfi zam yapan bu esnaf kendisine çeki düzen verip, yelkenleri indirmezler mi? Fiyatları olması gereken makul düzeye getirmezler mi?
Çok şikayetçi isek bunu bir kez deneyelim. Bir hafta boyunca yemeklerimizi evde yiyelim. Buna imkanımız yoksa da kahvaltılık ve aperitif türü yiyeceklerle yetinelim.