Yasal olan yükümlülüklere uymamak, adli ve idari açıdan sorumluluk gerektirir. Toplumsal kurallara uymamakta kınanmaya ve dışlanmaya neden olur.
Ancak Siirt’te maalesef bunları göremiyoruz. Yasal kurallara uymayanlar hakkında hiçbir işlem yapılmaz. Ne adli soruşturma yapılıyor ve ne idari para cezası kesiliyor. Örnek mi istiyorsunuz? Çok basit bir örnek vereyim. Valilik kararıyla havai fişek, torpil ve benzeri ses çıkaran ve toplumda tedirginliğe yol açan maddeleri kullanmak yasaktır. Ancak isteyen istediği zaman şekilde kullanabilir. Kimse kılını kıpırdatmıyor. Kabahatler Kanunu kimsenin aklına gelmiyor.
Gürültü de yasaktır. Ancak isteyen istediği gibi ses cihazını sonuna kadar açıp, otomobiline binip gece yarılarına kadar bu cadde senin, bu cadde benim dolaşabiliyor.
Hastası, yaşlısı, bebeği ve ertesi sabah işe gidecekler umurunda değil. Bütün bunları boşverin keyfinize bakınız. Müşterimi çekmek istiyorsunuz. Kolayı var. Koyun kaldırıma bir ses sistemi, açın sonuna kadar bangır bangır yabancı müzik çalsın. Yeri göğü inletsin, gelen gecenin kulağını sağır etsin. Size gam mı? Nasıl olsa karışan, uyaran ya da haşa Kabahatler Kanununa göre işlem yapmaya kalkışan yok. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Özetle bir kural ya vardır ya da yoktur.
Gazeteci Yazar Ayhan Mergen Yazdı, “Siirt’te Kabahatler Kanunu Uygulanmıyor, Neden?”
Bir toplumda yaşamanın getirdiği avantajlar ve kolaylıklar kadar yükümlülükler de var. Bu yükümlülükler toplumsal ve yasal olarak ikiye ayırmak mümkün.