İlimizde ekonomi tarıma ve kamunun istihdamına dayanıyor. Bu iki unsur olmadığı taktirde Siirtte ekonomiden söz etmek mümkün olmazdı.
Tarımın da bel kemiği de hepimizin bildiği üzere halkımızın yeşil altın olarak adlandırdıkları fıstıktır.
2001 yılında dönemin unutulmaz valisi Nuri Okutanın başlattığı dev fıstıkçılık projesi öncesi ilimizde 1 milyon 100 bin civarında fıstık ağacı varken günümüzde bu sayı 15 milyonu aşmış durumdadır.
Tarıma elverişli topraklarımızın içinde fıstık tarımına ayrılan alanda bu oranda artmış durumda.İl genelinde tarıma elverişli bir milyon dekar alanın 400 bin dekarı fıstık tarımına ayrılmış. Yani toplam alanın yüzde 40 ı fıstık ağaçları ile dolu.Bu oran her geçen gün biraz daha da artıyor.
Bu güzel gelişmenin ancak birde neden olduğu olumsuz bir durumu da var. O da diğer ürünlerin üretiminin azalması hatta tamamen yok olmasıdır.
En başta bir zamanlar en çok üretimi yapılan ürünlerden biri olan 30 a yakın üzüm çeşidinden bu gün pek söz etmek mümkün değildir. Tayfi üzümü dışında diğer üzüm çeşitleri artık neredeyse sembolik denilecek miktarlarda üretiliyor.
Yemeklerin vazgeçilmez tadı sumak, badem ve hatta buğday dahil bir çok üründe tarımsal alanlar azalmış durumda.
Bu nedenle artık yeni fıstık bahçeleri yapılmadan önce iki kere düşünmek gerekiyor. Başka tarımsal ürünlere yarayan alanlara fıstık ağacı dikmeyelim. Zaten fıstığın daha çorak ve eğimli topraklarda da yetiştiğini unutmamak gerekiyor.
İlimizin tarımsal geleceği açısından çok umut vaat eden çalışmalar yapan Tarım ve Orman İl Müdürü Ergün Demirhan ve ekibi bu konuda gereken çabayı göstereceklerdir. Gerçekten bu ekipten umutlu olmamız için bir. çok neden var.
Nitekim bunun ilk çabalarını da görmeye başladık.