Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirt

Siirt yaklaşık on bin

Siirt yaklaşık on bin yıllık geçmişi ve zengin kültürü olan önemli bir şehirdir. Şehrin yerleştiği coğrafya tarihin erken dönemlerinde medeniyet bakımından büyük avantaj sağlamış, pek çok gelişmeyle kısa sürede tanışmış fakat siyasi bakımdan pek çok zorluklarla karşılaşmıştı. Osmanlı Devletinin bölgede hâkim olduğu döneme kadar farklı birçok siyasi ve idari yapıyı gören şehir, bu duruma bağlı olarak savaşları ve bunların getirdiği yıkımları yaşadı. İslamiyet’in bölgede yayılması ve hâkimiyetine şahitlik ettiği gibi Moğolların zulmüne de tanıklık etti. Osmanlı Devletinin Siirt ve çevresine hâkim olması, bu bölgede asırlarca sürecek bir huzur getirdi. İdris-i Bitlisi’nin yardımlarıyla Yavuz Sultan Selim’in bölgede tesis ettiği idari yapı, sorunsuz bir şekilde XIX. yüzyıla kadar geldi. Bu arada Siirt dini ve etnik bakımdan son derece zengin yapısını muhafaza etti. XIX. yüzyılın son dönemlerinde ve XX. yüzyılın ilk çeyreğinde ülkede yaşanan toplumsal hadiseler Siirt’te de yaşandı. Siirt çok dinli ve çok kültürlü yapısını büyük oranda kay betti. Asırlardır burada beraber yaşayan Ermeni, Keldani ve Yezidiler şehirden ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Böylece Siirt dini renkliliğini kaybederken daha önceki senelerin aksine toplumsal ve dini bakımdan daha homojen bir yapıya kavuştu. I. Dünya Savaşında işgal görmeyen Siirt, savaşın meydana getirdiği ekonomik yıkımı derinden hissetti. Cumhuriyetin arifesinde vilayet olan Siirt, Cumhuriyet tarihi boyunca pek çok kez sınırları değişti. Siirt’te yeni ilçeler kuruldu, Siirt’te bağlı ilçeler komşu vilayetlere, komşu vilayetlerden de bazı ilçeler Siirt’te bağlandı. Siirt topraklarının 1990’da üçe ayrılması şehrin gelişimine büyük darbe vurdu. Siirt’te belediyeciliğin tarihi eskidir. Osmanlı Devletinde ilk belediye kurulan yerler arasında Siirt’te yer almaktaydı. Şehrin ihtiyaçları karşılamakta zorlanan belediyenin öz kaynakları zayıf ve maddi imkânları yetersizdi. Bu durum belediyenin görev alanına giren pek çok hizmette aksamalar yaşanmasına sebep oldu. Örneğin Siirt’in iki tarafından asırlardır sulara akmasına rağmen şehir yüksek bir bölgede kurulduğundan her dönemde susuzluk çekti. Belediye sınırlı imkânlarıyla şehrin su ve kanalizasyon alt yapısını gerçekleştiremedi. Yerel yöneticilerin uzun süren çabaları sonrasında Siirt-Merkez’in su, kanalizasyon ve elektrik sorunu çözülebildi. Siirt’te nüfus ve nüfus hareketliliği her dönem canlı oldu. XIX. yüzyılda şehir merkezinin yaklaşık 15 bin nüfusu vardı. Bu nüfusun üçte biri gayrimüslimlerden oluşuyordu. I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele savaşları neticesinde Siirt’in demografik yapısında önemli değişiklikler meydana geldi. Siirt’in nüfusu Cumhuriyet döneminde sürekli arttı. Siirt’te hızlı bir nüfus artışı yaşanırken bu arada çok taraflı göç hareketleri yaşandı. Bir yandan çevre vilayetlerden Siirt’e göç oldu. Diğer taraftan da Siirt’ten batıya doğru göç görüldü. Ayrıca Siirt’in kırsalından merkeze doğru göç olduğu gibi, Siirt’in farklı bölgelerinden de Batman’a doğru göç hareketleri görüldü. Siirt’te nüfus artış hızına paralel bir istihdam gerçekleşmediği için güç kaçınılmaz bir gerçek haline geldi. Siirt’in kültürel zenginliği içinde eğitimin ayrı bir yeri vardı. Osmanlı Döneminde Siirt’te köklü ve ileri bir eğitim kültürü oluştu. Sadece dini sahada değil, sosyal bilimlerde ve fen bilimlerinde de eser veren değerli âlimler yetişti. Özellikle medreseler üzerinden kadim bir bilimsel kültür ve gelenek taşındı. Bu alanda gölgede kalmış pek çok münzevi ve değerli bilim ve din adamları yetişti. Bu âlimler binlerce talebe yetiştirdiler. Bu durum Cumhuriyet döneminde devam ettirile medi. Özellikle Tevhidi Tedrisat kanunuyla medreselerin kapatılması halkta bir küskünlüğe yol açtı. Medreselerin kapatılmasıyla birlikte Batılı tarzda karma eğitim veren okullara yeterince ilgi olmadı. Siirt’in ekonomik yapısı büyük ölçüde tarıma dayanmaktaydı. Belgelerde Siirt’te Osmanlı döneminden günümüze kadar ciddi bir tahıl üretiminin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu duruma bağlı olarak halkın önemli bir kısmı da tarımla meşgul olmaktaydı. Son yıllarda geliştirilen Siirt Fıstıkçılığı, Siirt için büyük bir ekonomik gelir ve geçim kaynağı haline geldi. Siirt’te tarımın yanında yoğun olarak hayvancılık da yapılmaktadır. Siirt’in coğrafi şartları vilayet sınırları içinde hayvancılığın önemli bir gelir ve geçim kaynağı olmasını sağladı. Özellikle şehrin yüksek bölgelerinde koçer(göçer)ler denilen toplum tarafından yüzyıllardır hayvancılık yapılırdı. Hayvancılığın bu şekilde gelişmesi hayvancılığa bağlı yemek kültürünün ve el sanatlarının da gelişmesini sağladı. Siirt’e özgü en önemli el sanatı tiftik keçisinin kılından yapılan ve dünya çapında bir tanınırlığa sahip Siirt Battaniyeleri’dir. Siirt’te uzun bir süredir ciddi yer altı zenginliklerinin var olduğu bilinmektedir. Fakat bu varlıklardan uzun süre ciddi manada faydalanılamamıştı. Sadece tuz üretimi yapılmış, sınırlı olarak da bakır istihsali gerçekleştirilmişti. 1940’lı yıllarda bulunan petrol önemli bir ekonomik kaynak oldu. Petrolün bulunması ve rafinerinin Batman’da inşa edilmesi, Batman’ı kısa sürede ilçe statüsüne taşıdığı gibi Batman’da il olabilecek potansiyelin oluşmasına imkân tanıdı. Petrol sanayiinin yardımıyla hızla büyüyen Batman, Siirt merkez ilçesini nüfus ve ekonomik gelişmişlik bakımdan geçti ve bu iki yerleşim birimi arasında ciddi farklar meydana geldi. Bu durumun doğal sonucu olarak Batman vilayet olarak Siirt’ten ayrılınca petrolün Siirt’e fazla bir ekonomik faydası olmadı. Uzun bir süre kapalı bir ekonomik yapıya bağlı kalan Siirt’in gelişmişlik düzeyi ve halkın hayat standartları ülke ortalamasının altında kaldı. 1830’larda Siirt’i ziyaret eden bir askerin gözlemleri ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Siirt hakkında hazırlanan raporlar ile günümüz şartları karşılaştırıldığında Türkiye ortalamasının altında kalan bir büyümenin yaşandığı anlaşılmaktadır. Halkın ekonomik düzeyi, şehrin belli başlı sorunlarının geçen her üç dönemde de bir birine yakın olduğu görülür. Siirt coğrafya ve iklim koşullarına bağlı olarak sıklıkla bulaşıcı hastalıkların yaşandığı bir yerdi. Şehirde tıbbi imkânlar ve önleyici hizmetlerin yetersiz oluşu hastalıkların toplum üzerinde ki olumsuz etkisini artırdı. Siirt’te öne çıkan en önemli sağlık sorunu yeterli teknik malzeme ve sağlık personelinin olmamasıydı. Siirt’in farklı bir sivil mimarisi vardı. Özellikle Şehir Merkezi ve Tillo’nun çevresinde yaygın olarak Cas evlerine rastlanırdı. Cas evleri Siirt’in iklimi, şehrin sahip olduğu yar altı potansiyeliyle birlikte ucuz iş gücünün sonucu olarak ortaya çıktı. Evler kısa sürede ve sınırlı bütçeyle rahatlıkla inşa edilebiliyordu. Fakat evlerin sıklıkla bakım gerektirmesi, kullanımının sağlık sorunlarına yol açması ve evleri ömrünün az olması nedeniyle bir aralık yasaklandı. Siirt’te Cas evlerinin yapımının zamanla terk edilmesiyle birlikte ucuz ve kalitesiz üretilen evlerle inşa edilmeye başlandı ve çarpık kentleşme meydana geldi. Siirt, sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan önemli imkânlara sahipti. Şehrin sahip olduğu potansiyel yeterince kullanılamadı. Buna bağlı olarak hızlı artan doğum oranına paralel büyüme ve istihdam gelişmeyince göç kaçınılmaz bir gerçek oldu. Şüphesiz bugün Siirt’i etkileyen pek çok sosyal ve ekonomik sorun sadece bölgesel problemlerden değil, ulusal ve uluslararası sıkıntılardan da kaynaklanıyor. Fakat şehrin sahip olduğu genç ve dinamik nüfus ile yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bir araya getirildiği muazzam bir sinerjinin meydana geleceği aşikârdır. Bu durum, Siirt’in bulunduğu bugünkü olumsuz şartları büyük oranda değiştirecektir. Siirt’in sahip olduğu şartların verimli kullanılmasıyla çok şey değişebilir. Siirt şehri ve Siirtliler olumsuz gözüken pek çok durumu tersine değiştirebilecek güç ve imkâna sahiptirler yeter ki birlik içinde bu şehir için bir şeyler yapılmaya ortakça karar verilsin ve elbirliğiyle harekete geçilsin. Kaynak: Cumhuriyet Tarihinde Siirt / Doç. Dr. Şerif Demir

Seni Gidi Kopyacı :)))