Siirt’in ekonomik hayatında 1950’li yıllardan itibaren değişim başladı. Öncelikle şehrin alt yapısında önemli bir eksiklik olan ulaşım sahasında önemli yatırımlar yapıldı. Daha evvel Kurtalan’a kadar gelen demiryolu ulaşımının yanında karayolunda da önemli yatırımlar gerçekleşti. Karayolu bağlantısı için köprüler (Batman Köprüsü, Hasankeyf Köprüsü) inşa edilmeye başlandı. Karayollarının bakım onarım ve inşası Siirt’in Silvan üzerinden Diyarbakır ve Bitlis’e bağlanmasını sağladı. Şüphesiz ulaşıma yönelik bu yatırımların yapılmasında Batman’da kurulan rafinerinin de olumlu katkıları oldu198. 1940’li yılların sonuna doğru Siirt’te ticari hayatı geliştirecek ve düzenleyecek Ticaret Odasının açılması için girişimler oldu. Ticaret Bakanlığı bu konuya olumlu yaklaşmasına rağmen açılması gecikti199. Şehirdeki esnafın talebi ve Siirt’te görev yapan bürokratların çeşitli girişimlerine rağmen Ticaret odası faaliyete geçirilemedi. Siirtliler, Siirt’in ekonomik bakımdan arzu edildiği kadar gelişmemesinin sebeplerinde biri olarak Siirt’te bir Ticaret Odasının olmamasını görmekteydi200. Neticede girişimler sonuç verdi. 1958 yılında Siirt’te, Ticaret Odasının ilk adımı atıldı. Oda, Sicil Memurluğu olarak faaliyete geçti. 1960 yılında Siirt Ticaret ve Sanayi Odası kuruldu. Siirt’teki ekonomik faaliyetin temeli tarım olduğu için oda üyelerinin büyük bir kısmı tarımsal ürünlerin alım-satımıyla ilgilenmekteydi. 1983 yılında Siirt Ticaret ve Sanayi Odasının 1538 üyesi vardı. Bunlardan 1517’si gerçek, 21’i de tüzel kişilikti. Siirt’te bütün esnaf kesimi kucaklayan çatı örgüt olarak Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanlığı 1985 yılında kuruldu. Böylece esnafın birlik ve beraberlik içinde meslek dayanışmasını azami surette gerçekleştirebileceği bir yapılanmanın kurulması sağlandı. Siirt’in Batman kazasında petrolün bulunması ve petrole bağlı bir sanayinin gelişmesi Siirt’e ekonomik canlılık meydana getirdi. Fakat bu ekonomik canlılık Batman ve çevresiyle sınırlı kaldı. Siirt’in bütününü kapsayan bir ekonomik değer ve gelişmişlik sağlamadı. Siirt 1968’de kalkınmada öncelikli vilayetler kapsamına alınmasına rağmen halen ülkenin en geri kalmış vilayetleri arasında yer alıyor. Siirt ekonomisinde 1955-1980 yılları arasında (Batman hariç) bir yapısal değişme olmadı. Şehirde ana üretim tarımla yapılmaya devam etti. Sadece tarım ürünlerinin çeşitlenmesi ve ekim alanlarının genişlemesi gerçekleşti. Fakat Siirt’teki tarımsal verimlilik ülke ortalamasının çok gerisinde kaldı. Şehirdeki üretim nüfusun ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmaya devam etti. Zira bir yandan hızlı nüfus artışı yaşanırken diğer taraftan da il dışına önemli göç hareketleri görülüyordu. Bir bölgedeki ekonomik gelişme ve şehrin yaşam standartlarının yükselmesinde istihdam çok önemlidir. Örneğin 1980’larda Batman’da rafinerinin çeşitli kademelerde çalışanların sayısı 4000’i aştı. Buna bağlı olarak petrol ve bağlı sanayi kollarında 2000’i aşan kişi çalışıyordu201. İstihdamın artışı şehrin büyümesini ve inşaat sektörünün canlanmasını sağladı. İnşaatla birlikte yeni iş alanları ve yeni göçler yaşandı. Şehir nüfusuna bağlı olarak kamu hizmetleri arttı. Okul, sağlık kurumları, sosyal tesisler ve alt yapıya yatırım yapılmasıyla birlikte hizmet sektörünün genişlemesini sağladı. Kamu yatırımlarını özel sektörün yatırımları takip etti. Batman’daki sosyo-ekonomik yapı ve hayat standartlarında bu şekilde çok daha hızlı bir gelişimin gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Siirt’in üretimine bağlı olarak 2015 yılı rakamlarına göre yıllık 12.2 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 7,9 milyon dolar ithalat yapılmaktadır. Siirt’in dış ticaret kapasitesinin bu kadar sınırlı olmasında, şehrin ekonomik yapısının yeterince gelişmemiş olması yanında, Siirt’in yakın olduğu sınır bölgesinde devam eden güvenlik sorunlarının da önemli bir payı vardır. Günümüzde Siirt’in sahip olduğu potansiyel ve imkânlara bakarak, arzu edildiği düzeyde gelişememiş bir şehirdir. Bu durumu tamamen ve sadece şehrin coğrafi konumuna ve ulaşım imkânlarına bağlayarak açıklamak202mümkün müdür? Siirt, Cumhuriyet döneminde ulaşım probleminin çözülmesi adına önemli yatırımlar yapıldı. Bugün Siirt her türlü ulaşım imkânına sahip olmasına rağmen beklenen düzeyde gelişme gösterememiştir. Bu durumun çok daha iyi analizinin yapılması, yörenin potansiyeli ve imkânları göz önüne alınarak kurumlar arasında eşgüdümle yeni bir planlama yeni bir yol haritası çıkarılmalıdır. Unutmamak gerekir ki bugün Siirt, Türkiye’de illerin gelişmişlik düzey araştırmasında son sıralarda yer almaktadır203. Bu durumun düzeltilmesi için yapılabilecek çok şey var. Kaynak: Doç.Dr. Şerif Demir Cumhuriyet Döneminde Siirt Kitabı