Meşhur türkücümüz İbrahim Tatlıses üzerinde ciltler dolusu kitap yazılabilecek bir konuyu bir tek cümle ile ne güzel özetlemiş:
Şanlıurfada Oksford vardı da okumadık mı?
İmkan verilmediği için yeteneğini ve zekasını kullanamayanların durumunu anlatan bu cümleyi Milli Eğitim Müdürlüğünün TÜBİTAK 4077 programı kapsamında düzenlediği bilim şenliğini gezerken düşündüm.
Bir yandan bunu düşünüp bir anlamda kaybolan nesiller için hayıflandım.Bizim öğrenim gördüğümüz yılların hayaline daldım. İlkokulda, tel abaküs, geometri takımı ve birkaç haritadan başka bir ders araç ve gerecimiz yoktu diyebilirim.
Ortaokulda bunlara küre ve Fen ve Tabiat Dolabı eklendi. Araç gereçlerimiz biraz olsun zenginleşti.Bazen sınıfça eski belediye hizmet binasının yanındaki Eğitim Araçları Merkezine gidiyor ve orada biraz daha fazla araç ve gereç görebiliyorduk. Tek lüksümüz küçük sinema makinasında yine siyah beyaz çekilmiş eğitici filmler izlemekti.
Kitaplarımız dergilerimiz siyah beyazdı. İlk renkli kitabım yardımcı bir ders kitabıydı. Onu da ilkokul beşinci sınıfta okurken satın almış ve sınıfta ayrı bir sükse konusu olmuştu.Yaptığımız deney yanan bir mumu biraz araladığımız bir kapının alt ve üst taraflarında tutarak, hava ve ısının yönünü gözlemlemekti.
Öbür yandan çocuk ve gençlerimizin eline imkan verildiği takdirde ne harikalar oluşturabileceklerini düşündüm. Pırıl pırıl çocuklar gencecik öğretmenlerinin gözetiminde birbirinden harika 43 adet proje gerçekleştirmişler.Bir sınıftada son dönemlerde gerçekten büyük bir atak içerisinde olan Halk Eğitim Merkezinin açtığı kursta minik öğrenciler daha şimdiden robotik kodlama ve 3 D yazıcı eğitimi görüyorlar.
İmkanlar güzel, üretilen ürün ve projeler güzel. Gerçekten harika projeler. Dört gün boyunca açık kalacak. Özetle sözcüklerin anlatmaya yetersiz kaldığı bir etkinlik. Gidin görün.