Sonbaharda yapılan kitap fuarını Nisan ayında düzenlenen ve bir yıl içerisinde ki ikinci kitap fuarı izledi.
Bunları son olarak bu hafta içerisinde Türk Mutfağı Haftası izledi.
Kitap Fuarlarının önemini anlatmaya gerek yok sanırım. Bu fuarların her birisinin Siirt’imizi geçmişteki aydınlık bilgi dolu günlerine götürmede birer kilometre taşı niteliğinde olduğunu hepimiz kabul ediyoruz.
Siirt mutfağının birbirinden leziz ve bir çoğu günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir çok yemeğini yıllar sonra tadılmasını sağlayan Türk Mutfağı haftası da kültür hayatımız açısından çok önemlidir.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen bu haftada dikkat çeken bir kaç noktaya değinmek istiyorum.
Öncelikle Tarım ve Ağaç Müzesi açık alan olarak biraz dar olmasına rağmen bu iş için biçilmiş kaftandı.
İkinci bir husus bu yıl yemek çeşidi açısından çok daha organize ve daha çok zengin olmasıydı. Siirt’e özgü 120 yi aşkın yemek çeşidinin neredeyse tamamına yakınını bulmak mümkündü. Sanırım bir tek erisoket yoktu.
Son bir husus devletin üst düzey yöneticileri ile halk arasında etten bir duvar örülmemişti. Vali ve eşi, rektör, vali yardımcıları ile kurum müdürleri iç içeydi.
Hep birlikte yemeklerin sergilendiği stantları ziyaret ettiler. Yemeklerin tadına bakıp kritiğini yaptılar .
Devlet millet kaynaşması açısından bölgemizde özlenen bir tabloydu.
Her üç etkinlik nedeniyle başta Vali Dr.Kemal Kızılkaya, vali yardımcısı Şeyma Aktaş ile Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Tekin ve ekibini kutluyorum.
GAZETECİ YAZAR AYHAN MERGEN YAZDI, “KİTAP FUARLARININ ARDINDAN BAŞARILI BİR ETKİNLİK DAHA TÜRK MUTFAĞI HAFTASI”
Siirt sonbahar mevsiminden bu yana zengin olan kültürümüzü yaşatmaya ve yetişkinlerin yanı sıra özellikle gelecek nesillerin kitapların aydınlık dünyasında gezinmelerini sağlayan bana göre çok önemli üç etkinliğe ev sahipliği yaptı.