Bu denetimlerde personelin görev başında olup olmadığından temizliğe kadar birçok açıdan o kurumun değerlendirmesi yapılıyor.
Peki bu denetimlerin yapılmasından memnun olan ve devam ettirilmesini isteyenler kimler?
Öncelikle o kuruma işi düşen, o kurumdan hizmet alanlar başta olmak üzere bütün vatandaşlar.
Peki kimler rahatsız olur?
Doğal olarak halk arasında bankamatik memuru olarak tanımlanan ve göreve gitmeyenler başta olmak üzere herhangi bir nedenle altı ıslak olanlar yani bir şekilde görevde eksiği olanlar.
Burada durumları dikkat çekici olan kesim o kurumların yöneticileridir.
Bunları iki grupta incelemek mümkün. Bulundukları makamı bir emeklilik makamı olarak gören ve etliye sütlüye karışmadan hiç kimseyle kötü olmadan gün geçirmek isteyenler ilk grubu oluşturuyor.
İkinci grup ise görevini layıkıyla yapan, personelinin de görevine sadık olmasını isteyen, gerçekten vatandaşa en iyi hizmeti vermeye çalışan, ancak zaman zaman dışarıdan müdahaleler başta olmak üzere çeşitli engellerle karşılaşan kesim.
Bu kesimler için bu denetimler sarılacakları bir can kurtaran simidi konumundadır. Özellikle dışarıdan görevlerine yönelik müdahaleler karşısında sığınacakları bir limandır.
Özetle “ Dosta güven, düşmana korku “ şeklinde ki askeri terminolojiye uyarlayacak olursak;
Bu denetimler görev yapmak isteyen yönetici ile görevini yerine getiren aldığı maaşı hak etmeye çalışan personel için güven, gününü gün etmek isteyen yönetici ve personel içinde korku unsurudurlar.
Gazeteci Yazar Ayhan Mergen Yazdı, “Çalışana Güven, Çalışmayana Korku Salan Denetimler”
Vali Dr. Kemal Kızılkaya’nın kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik denetimleri devam ediyor.