İnsanoğlu böyledir… Kendinden başkasının yanlışını görür, başkasının eksiğini konuşur, komşunun çöpüne karışır ama bir türlü kendi evinin önünü süpürmez.
Hatta Arapçada söylendiği gibi göğsündeki kamburu görmez , ama başkalarının sırtında ki kamburu görürler.
Şehirler de bazen insanlar gibidir.
Hele bizim Siirt…
Çoğu zaman dışarıdan şikâyet eder. “Yatırım gelmiyor”, “siyaset bizi unuttu”, “niye biz değil de onlar?”
Ama bir dakika…
Hiç kendimize sorduk mu? Biz ne yaptık?
Ya da neyi yapmadık?
Batman’a, Mardin’e, Diyarbakır’a bakıp iç geçiriyoruz. “Onlar nasıl kalkındı?” diyoruz.
Cevap basit aslında. Onlar çalıştı. Ortak akıl kurdular. Kavga yerine plan yaptılar.
Peki biz?
Biz ise hâlâ birbirimizi yiyoruz. Aynı gemideyiz ama herkes birbirinin küreğini kırmakla meşgul.
Her dönemde birilerini suçlamak kolay oldu. Kimler geldi kimler gitti yine değişen bir şey olmadı. Belediye Başkanları değişti düzelmedi, valiler gitti yeni valiler göreve geldi yine olmadı…
Peki ya biz?
Bir STK olarak, bir muhtar olarak ve en önemlisi sade bir vatandaş olarak biz ne kadar katkı verdik? Şehrimizin haklarını savunduk ya da esas savunması gerekenleri sorguladık?
Herkesin kolayca “ilgi görmüyoruz” dediği bu şehirde, kaç toplantıya katıldık, kaç kez ortak bir talepte bulunduk?
Köyler Batman’a bağlanmak istiyor, gençler ilk fırsatta Siirt’i terk ediyor, esnaf günlükle yaşarken geleceğe dair umudunu yitiriyor…
Ve biz hâlâ başkalarını suçluyoruz.
Kusura bakmayın ama bu şehir artık aynaya bakmak zorunda.
Sorun sadece yatırım gelmemesi değil. Sorun, bu toprakların birlik olamaması. Sorun bu topraklarda “biz” değilde, “ ben” in hakim olması.
Vizyon yoksa, sorumluluk yoksa, plan yoksa, sabır yoksa, kimse size altın tepside kalkınma sunmaz.
Batman petrolünü çıkardı ama aklını da kullandı. Şırnak zorluklara rağmen toparlandı. Hakkâri bile organize sanayiyi konuşuyor.
Biz hâlâ kimin adamı, hangi partili, hangi aşiretten diye birbirimizi etiketliyoruz.
Şimdi tam zamanı…
Siirt’in kendi kusuruna bakma zamanı.
Bu toprakların yeniden ayağa kalkması için önce aynaya bakmamız gerek.
Kusur başkalarında değil, bizde.
Ve unutmayalım…
Kendi kusurunu gören şehir, kendini değiştirmeye başlar.