Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Av. Diyaeddin Temiz’in Kaleminden, “Tehlikenin Farkında mıyız?”

Son yıllarda toplumda çeteleşme özentisi, mafyatik tavırlar ve şiddeti çözüm

Son yıllarda toplumda çeteleşme özentisi, mafyatik tavırlar ve şiddeti çözüm sayan bir anlayış giderek yaygınlaşıyor. Üstelik bu durum sadece sokakta değil; dizilerde, sosyal medyada, gençlerin hayallerinde bile yer buluyor. Tehlike büyüyor ve bu sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehdit ediyor.

Eğitim sistemi uzun süredir karakterden çok sınav başarısına odaklı. Gençlere hak, hukuk, empati gibi değerler yeterince öğretilmiyor. Bu eksiklik, onları sorunlarını şiddetle çözmeye eğilimli bireyler hâline getirebiliyor.

Adalet sistemine olan güvenin sarsılması, insanlar arasında “kendi adaletini kendin sağla” gibi tehlikeli bir düşüncenin yerleşmesine neden oluyor. Bu anlayış, şiddeti normalleştiriyor ve toplumsal düzeni zedeliyor.

Medya da bu süreci besliyor. Şiddet içeren karakterler, mafya figürleri ve “güçlü adam” imajı, özellikle gençler için cazip hâle geliyor. Kurgu ile gerçek birbirine karıştığında, şiddet cazip, zorbalık saygı duyulan bir şey gibi algılanıyor.

Ekonomik umutsuzluk da bu tabloyu derinleştiriyor. İşsizlik, fırsat eşitsizliği ve geleceğe dair umutsuzluk, gençleri yasa dışı yapılara yöneltebiliyor. Böyle bir ortamda şiddet kültürü büyürken, toplumun tamamı zarar görüyor.

Bu gidişatın sonu; güvensiz sokaklar, korkuyla yönetilen bir toplum, değersizleşen eğitim ve zayıflayan ahlaki temeller olabilir. Ancak bu tablo değiştirilebilir.

Çözüm; değerler eğitimini güçlendirmek, medyada sorumluluğu artırmak, gençlere olumlu rol modeller sunmak ve adalet sistemini güvenilir hâle getirmekle mümkündür. Ayrıca gençlerin geleceğe dair umudu yeniden inşa edilmelidir.

Bugün görmezden geldiğimiz şiddet kültürü, yarın hepimizi etkileyebilir. Bu yüzden daha geç olmadan sesimizi yükseltmek zorundayız.
Sokaklar daha güvensiz hale gelmeden, korku değil hukuk egemen olmalı.
Gençlik güce değil iyi bir geleceğe yatırım yapmalı.
Ahlak eğitiminin iyi verildi bir eğitim sistemi oluşturulmalı.
Toplumun adalet, güven ve barış duygusunu yeniden diriltmek gerekir.
Unutmamalıyız:
Toplumsal çöküşler aniden olmaz; alışa alışa, görmezden göre göre, “bir şey olmaz” diye diye olur.

Seni Gidi Kopyacı :)))