Siirt’in en büyük ihtiyacı bizlerde eksik olan şehir milliyetçiliğidir. Kısaca memleketini gerçekten sevmek ve onun daha yaşanabilir bir hale gelmesi, sorunlarını çözmek için çaba harcamak olarak tanımlayabileceğimiz şehir milliyetçiliğinin sözde değil, özde olması gerekiyor.
Ama bin kere Maşallah sözde hepimiz Siirt milliyetçisiyiz. Bizim kadar memleketini seven, yaşadığı sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını, halkın refah düzeyinin yükselmesini kısacası kalkınmasını isteyen kimse yoktur.
Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine fazlasıyla getiriyoruz. Fırsat olursa da daha ötesini de yapmaya hazırız deriz. Deriz demesine de;
Esnaf veya tüccar isek kalitesiz ürün getirmekten ve bu ürünleri hemşerilerimize çevre illerden çok daha yüksek fiyatla satmaktan geri durmayız.
Kamuda görev yapıyorsak, işimizi savsaklamayı hatta göreve gitmemeyi, bankamatikçi olmayı bir maharet olarak kabul ederiz.
Kamunun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmet alımlarımızı mümkün olduğunca başka illerden almayı tercih ederek, çoğu zaman da yasal olmayan şekilde şahsi bütçemize katkı sağlamakta ve memleketi fakir bırakmakta hiç bir vicdani rahatsızlık duymayız.
Görev yaptığımız kurumun ilimiz açısından fırsat olarak nitelendirilebilecek projelerini sırf bize iş çıkmasın diye sümen altı ederken, memleketimizin durumunu, hizmete susamış, mağdur hemşerilerimizi, gözümüzün önüne hiç ama hiç getirmeyiz.
Bütün bunları yaparız, yapmasına da; ama yine de biz Siirti çok seviyoruz ve onun milliyetçisiyiz. Sevsinler böyle sevgiyi, sevsinler böyle şehir milliyetçiliğini…
