Çok zor şartlar altında ölüm kalım mücadelesi veren Hintli Müslümanların dramı Anadolu Gençlik Derneği Siirt Şubesi tarafından yapılan bir basın açıklaması ile dile getirildi.
Siirt Şube Başkanı Bilal Şirin tarafından okunan açıklamada Müslümanlara baskı yapan Hindistan Hükümeti ve putperest odaklar kınandı.
Müslümanlar kendi değerleri etrafında toplandığı ve adaleti şiar edindiği sürece yaşadıkları her yere huzuru ve güveni getirmişlerdir görüşüne yer verilen açıklamada “ Lakin zalim yönetimler, putperest ve menfaatperest odaklar İslam’ı ve Müslümanları her zaman kendileri için bir tehdit olarak görmüşlerdir. Otoritelerinin sarsılmaması, menfaatlerinin yok olmaması ve köle düzenlerinin devamı için her yolu denemeyi mübah saymışlardır. Bugün nüfus bakımından dünyanın en büyük ülkelerinden olan Hindistan’ı ve Hint Müslümanlarının çektikleri çileleri kamuoyuyla paylaşmak ve Müslüman kardeşlerimizin derdiyle dertlenmek üzere toplandık. Yıllarca İngiliz sömürgesine maruz kalan Hint coğrafyası, İngilizler çekilse de zulüm zihniyetini devam ettiren hatta şiddetini artıran yönetimler tarafından idare edilmiştir. 1947’de resmi olarak kurulan Hindistan, kurulduğu günden itibaren Müslümanlara azınlık muamelesi yapmış, temel hak ve hürriyetlerden mahrum etmiş ve şiddet olaylarını desteklemiştir. Müslümanların ibadetlerine kısıtlamalar getirme, camilerimizi tahrip etme, çocuklarımızın İslami eğitimlerine engeller koyma, hanım kardeşlerimizin tesettürüne el uzatma, mallarını gasp etme, canlarına kastetme, kısaca onları asimetrik psikolojik terörün tüm yönleri ile kıskaca almışlardır. Hindistan’da 200 milyon Müslüman yaşamaktadır. Dünyadaki pek çok ülke nüfusunun katbekat üzerinde olan bu sayıya, azınlık muamelesi yapmak, anayasal haklardan mahrum bırakmak, haklarını savunmalarına izin vermemek ancak zulmün bir göstergesidir. İslam düşmanlığını en çok teşvik edenler arasında Hindistan’ın olduğunu ve Müslümanları terör destekçisi gibi gösterme hadsizlikleri ayan beyan ortada iken hiçbir şey yokmuş gibi durmak insanlıktan çıkmak demektir. Hint zulmü sadece kendi topraklarını değil tüm Asya bölgesini kuşatır vaziyete gelmiştir. Arakan’da, Keşmir’de yaşanan soykırımların baş faili Hint yönetimi ve Hint rahipleridir. Faşist grupları destekleyen, Müslüman kanı dökmeleri için tüm ihtiyaçlarını gideren onlardır. Müslümanların yaşadığı sıkıntılar ortada iken İslam ülkelerinin tepkisizliğini, Müslümanların sessizliğini anlamak mümkün değildir. Hint rahipleri aleni bir şekilde zulümleri teşvik ederken, İslam alimlerinin adaletin tesisini daha fazla gündemlerine almalıdırlar. Putperestlerin, zalimlerin batıl davalarına gösterdikleri sadakati, Müslümanlar Hak davalarına göstermedikçe dünyada zulümler bitmeyecektir. Kendi değerlerini savunmayanlar, adaleti ayağa kaldırmayanlar, Müslümanların izzet ve şerefini göz ardı edenler, İslam Birliği için çalışmayanlar, Yeni Bir Dünya idealine inanmayanlar elbet ahirette hesap vereceklerdir. Çağrımız; İslam ülke liderlerinin derhal toplanmaları, ülke yöneticilerimizin bu işte öncü olmaları ve dünyada yaşanan zulümlere karşı beraber hareket etmeleridir. Hindistan’da ki Müslümanların sıkıntılarının giderilmesi, Keşmir ve Arakan’da ki kardeşlerimizin özgürlüklerine ve insanca yaşama hakkına sahip olmaları için tüm gayreti sarf etmeleridir. Aynı şekilde medyamızın Hindistan’da yaşanan zulümleri tüm gerçekliği ile yansıtmaları, sivil toplum kuruluşlarının ülke yöneticilerine yapacakları her çağrı, sorumluluk alma ve safımızı gösterme açısından önemlidir. Rabbimiz KAHHAR ismine sığınıyoruz, Rabbimiz İslam’a ve Müslümanlara savaş açan tüm zalimleri kahreyle. Rabbimiz bizleri her daim Hakkı üstün tutanlardan, cihada devam edenlerden ve kardeşlerinin derdi ile dertlenenlerden eylesin.” Denildi.