Beğendik Beldesi’nde bir yıl öğretmenlik yapmama rağmen, Pervari–Bahçesaray–Çatak üçgeninde yer alan bu yaylayı ben de yeni duydum. Ama yalnızca duymakla kalmadım, çok geç de olsa gittim. Gördüm. Tertemiz havasını ciğerlerime çektim, bal üreticisiyle konuştum, gözlerindeki umudu ve çaresizliği aynı anda gördüm.
İşte şimdi soracaksınız:
“Bu yaylayı neden bilmeliyiz?”
Söyleyeyim:
Guharan Yaylası, 6.500 kovanla Pervari bölgesinde en fazla bal üretilen yayla. Meşhur Çemê Kare Yaylası’nı üretimde geride bırakmış durumda. Bu sadece arıcılık değil, Siirt’in kalkınması açısından da stratejik bir alan anlamına geliyor.
Ancak yaylanın iki temel problemi var:
Yol ve su.
Beğendik’ten yalnızca 10 kilometre uzaklıkta ama yolu anlatmakla bitmez; çamur, çukur, risk… Yayla yolu acilen programa alınmalı.
Kar yağışlarının azalmasıyla birlikte su kaynakları da kurumuş durumda. Bal üreticisi, suyunu taşıyarak üretim yapmaya çalışıyor. Bu şartlar sürdürülebilir değil.
Daha da düşündürücüsü, üreticilerin bize aktardığı başka bir mesele:
Siirt Üniversitesi bugüne kadar bu yaylaya tek bir akademisyen bile göndermemiş. Oysa üniversite, sürekli “tarım ve hayvancılıkta ihtisas üniversitesiyiz” diye övünüyor.
Unutmamalıyız ki; üniversiteler sadece diploma veren kurumlar değil, aynı zamanda bulundukları şehre değer katan bilgi merkezleri olmalıdır.
Yerel üreticiyle buluşmayan, sahadaki sorunlara eğilmeyen, çözüm üretmeyen bir akademi; ne kadar “ihtisas” iddiasında bulunursa bulunsun, gerçek anlamda şehirle bağ kurmuş sayılmaz. Siirt Üniversitesi, Guharan gibi sahada çözüm bekleyen yerlere inmeden bu misyonu tam anlamıyla yerine getirmiş olamaz.
Büyük bilge İbrahim Hakkı Hazretleri der ki:
“Yeni günde doğan güneş benim hocamın başını aydınlatmazsa ben o güneşi neyleyim.”
Ben de diyorum ki:
Benim şehrimin tarım ve hayvancılığına hizmet etmeyen ihtisası ben neyleyeyim?
Üretici bilimsel çevre tarafından yalnız bırakılmış. Varroa isimli dış parazit, arıların toplu ölümüne neden oluyor. 40 yıl önce olmayan bu tehdit bugün üretimi yok etme riski taşıyor. Tarım İl Müdürlüğü’nün teknik desteği yetersiz kalıyor. Üniversite ilgisizliği, köylüyü deneme yanılma yoluna mahkum etmiş.
Biz bir öğretmen ve bir avukat olarak gittik. Ama esas gitmesi gerekenler hâlâ gitmemiş.
Çağrımızdır:
•Guharan Yaylası yolu İl Özel İdaresi tarafından ivedilikle yapılmalı.
•Kuruyan su kaynakları için DSİ, çözüm üretmeli.
•Siirt Üniversitesi, akademisyenlerini sahaya indirmeli.
•Tarım İl Müdürlüğü, arıcılar için özel bir “Varroa ile mücadele eylem planı” başlatmalı.
•Siirt Arıcılar Birliği ve STK’lar bu yaylaya sahip çıkmalı.
Biz ses olduk. Sıra sizde!
YORUMLAR