Gerçekten de yıldan yıla meydana gelen kavga sayısı çok sınırlı bir sayıda kalıyordu. Bu kavgalarda genellikle bıçak veya silah kullanılmazdı.
Bu kavgalar daha çok tekmeli, yumruklu kavgalar şeklinde gerçekleşirdi. Sopa, taş ve benzeri nispeten daha çok yaralama riski olan aletlerin kullanıldığı kavgalarda nadiren görülürdü.
Ancak Ramazan ayından bu yana geçen yaklaşık üç aylık bir süre de meydana gelen olaylar bunun tam zıddı bir tablo çiziyor.
Bu süre içerisinde kavga olayları arttı. Bundan daha da önemlisi iş yerine veya kişiye yönelik çok sayıda silahlı saldırı gerçekleşti. Bir gün içerisinde birden çok silahlı saldırı gerçekleşmeye başladı.
Sanki Kızılderili kabîlelerinin savaşacakları zaman toprak altında sakladıkları baltaları çıkarmalarına benzer bir durum yaşıyoruz.
İster ruhsatlı, isterse ruhsatsız olsun, bu kadar silahın varlığı insanı düşündürtüyor ve aynı zamanda da tedirgin ediyor.
Akla ister istemez bazı sorularda geliyor. Örneğin bu kadar silah nereden temin edildi?
Bu silahlar neden çok kısa bir zaman diliminde kullanılmaya başlandı? Üç dört yılda ancak gerçekleşebilecek sayıda çok olay neden üç ayda gerçekleşti?
Bu soruları daha da çoğaltmak mümkün. İnşallah emniyet güçleri gereken önlemleri alırlar ve Siirt eskiden olduğu gibi huzurlu bir kent görünümüne kavuşur.
Buna inanıyor ve bekliyoruz.
Ayhan Mergen
YORUMLAR