Siirt’te bir çok sorun yaşanıyor. Bu sorunlar nasıl oluşuyor ve kimler neden oluyor? Gerçekten bizler hep sütten çıkmış ak kaşıklar mıyız?
Yoksa bizlerde bu sorunların oluşmasında katkısı olan birer suçlu muyuz?
Çevreme kulak veriyorum. Herkes kentte yaşanan sorunların farkında. Bir başlıyor, onlarca sorunu bir çırpıda bir husus hariç en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. O sorunu çözüme kavuşturmadıkları için de yetkilileri suçlamaya çalışıyor.
Bilerek ya da bilmeyerek atladıkları husus yakındıkları o sorunun oluşmasında dolaylı ya da dolaysız olarak katkıda bulunduklarıdır.
Bir kaç örnekle açıklayalım;
Hepimiz kentin temizliğinden yakınır, dururuz. Ama aynı bizler çok rahat bir şekilde elimizde ki çöpü yere atarak o kirliliğe katkı da bulunmaktan çekinmeyiz.
Çayhane ve kahvehanelerin dışarıya sandalye atmaktan yakınırız. Ama aynı bizler kaldırımda ki hatta cadde de ki sandalyelerde oturup uzun uzun sohbet etmekten çekinmeyiz.
Trafik sorununu her yerde dile getiriyoruz. Ama aynı bizler hiç çekinmeden kuralları ihlal ederiz. Aracımızı yasak yerde park eder, kırmızı ışıkta yürümekten kaçınmayız, yaya ve üst geçitleri kullanmayız.
Pahalılıktan şikayet ederiz, üç harfli marketlerin bizlerin kanını sömürdüklerini belirtiriz. Ama boykot etmeyi düşünmez. İnadına oralara akın ederiz. Bir kaç market, bir kaç bakkal dolaşıp, daha ucuza bulabilir miyiz diye arama zahmetine hiç ama hiç girmeyiz.
Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.
Özetle yangının üzerine körükle gider, ardından aynı konudan şikayet ederiz. Kısacası sorunu büyütür, adeta timsah gibi avımızı yer, ardından göz yaşı dökeriz. Biz hep sütten çıkmış ak kaşıklarız.
Karar sizin…