Covid-19 pandemisi eskisi kadar olmasa da bütün dünyayı etkisi altına almaya ve aramızdan bazı sevdiklerimizi ayırmaya devam ediyor. Aslında insanlığın pandemi ile yaşadığı macerayı bir tahtırevalliye benzetmek mümkün. Bir bakıyorsunuz bir anda etkisi oldukça artmış, bir bakıyorsunuz neredeyse yok olma derecesine gelmiş. Bütün dünya için geçerli olan bu durum, doğal olarak ilimiz içinde geçerli oldu. Etkisi altında olduğumuz bu son iki yılda pik olarakta adlandırılan vaka yükselişlerini birkaç kez gördük. Hatta ilginçtir çok kereler ya en az veya en çok vaka görülen iller arasında yer aldık. Yükselme olduğunda korktuk, ürktük, endişelendik, aramızdan kopardığı kişilerin acısını yüreklerimizde yaşadık. Pozitif vaka sayılarında düşüş olduğu zaman sevindik, üzerimizdeki o dayanılmaz baskının azaldığını hissettik. Pozitif vaka sayılarının azalması nedeniyle son birkaç aydan beri bu sevinci ve bu baskının azaldığını hissediyoruz. Ancak bu hafta açıklanan verilerde bizleri endişeye sürükleyebilecek rakamlar var. Her ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşmamışsa da son bir haftada pozitif vaka sayısında yüzde 50 civarında bir artış olduğu açıklandı.Vaka sayılarının bir kaç hafta bu artışı gösterdiğini düşününce içine düşeceğimiz durum insanı korkutuyor. Vakaların ulaştığı sayılar yukarıda da belirttiğim gibi rakamlar henüz çok korkutucu boyutlara ulaşmamış ancak, yüzde 50’lik bir artış oranı gerçekten ürkütücüdür. Bu nedenle bu işin şakası veya ihmali olmaz denilerek gereken önlemler hemen alınmalıdır. Maske takma denetimiyse yapılmalı, aşılama oranlarının artması için gerekli teşvik çalışmalarına ivme kazandırılmalıdır. Özetle konu önemli ve yeni kayıplar, hastane köşelerinde sürünmek günlerce birazcık nefese hasret kalmak istemeyen herkesin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Her şey bir anlamda elimizde ancak bireysel olarak değil de toplumsal olarak. İşin en zor ve içinden çıkılamayan tarafı da budur.