Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhuriyet döneminde Siirt’te hayvancılık

Siirt, geniş mera ve

Siirt, geniş mera ve yaylalarıyla hayvancılığa çok elverişli bir coğrafyaya sahiptir. Geçmiş yıllardan günümüze Siirt’in üretim kaynakları arasında hayvancılık önemli bir yer tutar. Özellikle yüksek bölgelerde yaşayan halk, coğrafi şartlar, geleneksel sosyal yapıda aşiret düzeninin hâkim olması, konar-göçer yaşam biçiminin yaygın olarak benimsenmesi gibi nedenlerden dolayı hayvancılığı ana geçim kaynaklarından biri olarak tercih etmiştir. Siirt bölgesinde yapılan hayvancılığın kökleri eskilere gider. Bu durumu Osmanlının son dönem istatistiklerinde de açıkça görmek mümkündür. Örneğin 1892’de Siirt merkezde; 9319 tiftik keçisi, 5029 keçi, 6341 koyun olmak üzere 20,689 küçükbaş hayvan beslenirdi. Siirt’te büyükbaş olarak 2000 öküz, bunların kullanıldığı 200 çift arabası ve 200 adet harmandöğen vardı. Siirt’in özellikle kırsal bölgelerinde hayvancılık daha yaygın olarak yapılırdı. Eruh, Garzan, Pervari, Şirvan’da toplam 153,923 küçükbaş hayvan besleniyordu246. Bu rakamlar o günün şartları ve nüfusuna göre düşünüldüğünde Siirt’in ekonomik yapısında hayvancılığın son derece önemli bir yerinin247 olduğu anlaşılır. Hayvancılığın Siirt ekonomisindeki yeri ve önemi Cumhuriyetin ilk yıllarında da devam etti. 1927 Tarım sayımı istatistiklerine göre Siirt’te 15.000 çeki hayvanına ek olarak, 84.000 keçi, 45.000 koyun, 14.000 sığır ve 13.000 tiftik keçisi vardı. Bu hayvanların yanı sıra hemen hemen tamamı tavuk-horoz olmak üzere 25.000’de kümes hayvanı mevcuttu248. 1928-1929 yıllarında Siirt vilayeti genelinde 818 at, 603 eşek, 795 katır, 603 kısrak, 14.863 öküz, 20.240 inek, 1.758 manda, 113.113 koyun ve 117.014 keçi besleniyordu249. Bu durum hayvancılığın yaygın olarak gerçekleştirildiği manasına gelmekteydi. Farklı tarihlerde verilen bu farklı rakamların ortak noktası Siirt’te halkın hayvancılıkla yaygın olarak uğraştığıdır. 1946 yılında hazırlanan bir rapora göre, Siirt’te hayvancılık oldukça gelişmişti. Hatta rapor bir adım daha ileri giderek yoğun hayvancılık faaliyetleriyle Siirt’in Doğu Anadolu’nun en yaygın ve yoğun hayvancılık yapılan bölgelerinden birisi250 olduğunu ifade etmektedir. Hayvancılığa bağlı olarak yüzyıllardır göçebe halde yaşayan aşiretlere bölgede Koçer diye adlandırılırdı. Siirt’te hayvancılıkla büyük ölçüde Koçerler meşgul oluyorlardı. Şırnak, Eruh, Kurtalan, Beşiri, Kozluk ve Batman ilçelerine bağlı köylerde kış aylarını geçiren göçerler, baharla birlikte otu bol yüksek yaylalara giderlerdi. Siirt’te yaşayan belirli göçer aileleri olarak Mehmediyan, Davudiyan, Alikan, Dudiran, Soran, Garisan, Üstürükan, Keşkulyan, Garisani, Amuyasin gibi aileler sayılabilir251. Siirt’te göçerlik sadece ekonomik bir iş alanı olarak görülmemelidir. Zira göçerlik bir yaşam şekli, hayatı yorumlama biçimidir. Doğal hayatın ve dağların parçası olmaktır. Hayvancılık asırlardır süren bir kültür göçer kültürünün ayrılmaz parçasıdır. 1967 istatistiklerine göre Siirt genelinde 155.500 büyük baş hayvan bulunurken 999.400 küçükbaş hayvanın bulunduğu hesaplanmaktadır252. Bu hayvanların büyük bir kısmı göçerlerdeydi. Siirt’te hayvancılığın şehir ekonomisine katkısı birçok yoldan gerçekleşiyordu. Öncelikle hayvancılığa bağlı üretim iki çeşitti. Hayvanlardan doğrudan et ve deri elde edilirken bu mamullerin yanı sıra ciddi bir hayvansal üretim söz konusuydu; bal, tiftik, yapağı, peynir, sadeyağ ve iç yağı da elde edilirdi253. Siirt’te 1967 yılında hayvanlardan elde edilen ürünlerden (yün, kıl, tiftik, yağ, beyaz peynir) toplam 3.675.000 TL gelir elde edildiği tespit edildi254. Siirt ilinin coğrafi durumu, arazi ve iklim şartlarına bağlı olarak 1973 yılında da il nüfusunun %80’inin sosyal ve ekonomik hayatında hayvancılığın önemli yeri vardı. Şehrin ülke ekonomisine petrolden sonra en fazla katkısı hayvancılıkla sağlanıyordu. Şehir arazisinin %42’si geniş meralarla kaplı olduğu için bu durum hayvancılık için son derece uygun bir alt yapı sağlıyordu255. Siirt’te daha evvel yeterince ilgi görmeyen arıcılık, 1970’li yıllardan itibaren arıcılığa ilgi artmaya başladı. Arıcılık kısa sürede ülke çapında ilgi görmeye başladı. Özellikle Pervari bölgesine ait ballar Türkiye çapında meşhur oldu. Konuya verilen önem gereği bal üretiminde verimliliğin artırılmasına ve üreticilerin eğitilmesine yönelik ciddi çalışmalara başlandı256. Bugün Pervari yöresinin balları yurt içinde ve dışında aranılan marka değeri olan bir mamul haline gelmiştir. Son yıllarda balcılık iyice gelişti ve Siirt’te doğal ve organik koşullarda yıllık 377 ton (2009) bal üretimi yapılmaktadır. Siirt’te hayvancılık eski dönemlerdeki heyecan ve büyüme ivmesini kaybetse de bu gün de şehir için en önemli gelir ve geçim kaynaklarından birisi olmaya devam ediyor. Örneğin bugün ilde 2012 yılı rakamlarına 376.800 küçükbaş ve 33.880 büyükbaş hayvan bulunmakta, diğer illere hatta yurt dışına ihraç edilmektedir257. 2015 yılı rakamlara göre 409.000 keçi, 527.000 koyun ve 23.000 sığı hayvanı bulunmaktadır. Bu rakamlar ildeki büyüme ve nüfus istatistikleriyle birlikte düşünülerek geçmişe göre bir daralmayı da ortaya koymaktadır. Son yıllarda göçerlerin yerleşik hayata geçmek zorunda kalmaları, dağların ve meraların güvenlik nedeniyle kapalı olması hayvancılığı olumsuz etkiledi. Fakat Siirt’in coğrafi potansiyeli düşünülerek hayvancılık çok daha geliştirilebilir. Bölgede huzur ve güvenlik sağlandıktan sonra Siirt’in gelişiminde öncü sektörlerden birisi haline gelebilir.

Seni Gidi Kopyacı :)))