Siirt tarih kültür, doğal güzellik ve tarımsal alanlarda çok büyük bir potansiyele sahip bir il.Adeta keşfedilmemiş bir hazine. Hangi alana bakarsanız bakın ortaya ya hiç çıkarılmamış ya da yeteri kadar tanıtılmamış değerler olduğunu görürüz.
Bugüne hep Siirt’te yaşadım ve bu süre içerisinde hep Siirti araştırmaya çalıştım.Ancak buna rağmen yine yeni yeni şeyler duymaya görmeye devam ediyorum.
Dilerseniz bu yazımız da Siirt’in botanik zenginliğini daha doğrusu, fıstık, nar, tayfi üzümü, Cefan kavunu gibi çok bilinen ürünlerin dışında ki ürünleri ele alalım.
Örneğin Baykan İlçemize bağlı Yonca Köyüne özgü Arbo biberi. Ağzı yakacak kadar acı olan bu biber günümüzde neredeyse bulunmuyor.
Ağaçtan toplandıktan sonra aylarca toprak altında bekletildikten sonra yenilebilir hale gelen topaçı andıran görünümüyle bol meyhoş tada sahip göçer elması.
Bol sulu dilimli domates, bir ucu boğumlu salatalık ve daha bir çok ürünle bu listeyi oldukça uzatmak mümkün.
Dilerseniz benimde üretiminin Siirt’te gerçekleştirildiğini öğrendiğim iki üründen söz edelim.
Zeytin, fındık ve ıhlamur.
Şirvan İlçemize bağlı Dişlinar Köyünde üç bin adet civarında yetişkin zeytin ağacı bulunuyor.Köylüler daha nar üretimine odaklanmışlar. Ekonomik anlamda zeytinden pek yararlanamıyorlar. Elde ettikleri ürünü genelde kendileri tüketiyorlar.
Yine Şirvan İlçemizin bir çok köyünde fındık üretimi yapılmaktadır. Ancak bunların kabuğu çok sert ve üretimi az olduğundan pek bilinmiyor.
Tillo ilçesine bağlı Çatılı eski adıyla Sinep köyünde meşhur bıttımlarının yanı sıra ıhlamur da üretimi yapılıyor. Aktardan satın alıp tükettiğim bu ıhlamurun üretim miktarı hakkında bir bilgim yok.
Bir başka yazımızda ilimizdeki zengin endemik bitki örtüsünü değerlendirmeye çalışırız.