Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Doktorlar sağlıkta şiddete dikkat çekti

Siirt’te doktorlar ve sağlık

Siirt’te doktorlar ve sağlık çalışanları, ‘Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne dikkat çekmek amacıyla Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde basın açıklaması düzenledi.

Sağlık sektöründeki şiddetin artışına dikkat çekmek ve 2012’de bir hasta yakını tarafından bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan’ı ve tüm sağlık çalışanlarını anmak amacıyla, Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bir basın açıklaması düzenlendi.

Açıklamada şöyle denildi, ”

17 Nisan 2012 tarihinde bir hasta yakınının bıçaklı saldırısı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan’ı saygıyla anıyoruz.

 

Dr.Ersin Arslan 84 yaşındaki akciğer kanseri hastasını operasyon sonrası  akraba ilgiziliği nedeniyle de 2.kez dahili sebeplerle kendi servisine insani ve vicdani olarak yatırmış, ilgilenmiş, sonrasında da yoğun bakım süreci yaşayan ve ardından vefat eden hastanın torunu, hastanın vefatından tam 10 gün sonra menfur saldırıyı keyfi bir şekilde gerçekleştirmiştir. Hekimlerde olmazsa olmaz özelliklerden  vicdan yüzünden hala hepimiz bugün de Dr.Ersin Arslan’ın kaderini bir gün biz de yaşar mıyız endişesi taşımaktayız.

 

Yaklaşık 4 ay önce de hastanemizde çalışan psikayatri uzmanı Dr. Ergül Çakan da darp edilmiş, bu saldırı biz hekimlerin psikolojisini bozmuş, tükenmişliğimizi arttırmış ve sağlık hizmeti sunma noktasında verimsizleşmemize neden olmuştur. Davanın yakından takipçisiyiz.

Türk Tabipleri Birliği, bu acı günü 17 Nisan’ı “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan etmiştir.

Dr. Göksel Kalaycı (2005), Dr. Ali Menekşe (2008), Dr. Ersin Arslan (2012), Dr. Kamil Furtun (2015), Dr. Aynur Dağdemir (2015), Dr. Fikret Hacıosman (2018), Dr. Ekrem Karakaya ve güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ı (2022) sağlıkta şiddet sonucu yitirdik. Şiddet sonucu yaralanan, sakat kalan nice hekim, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini yazmaya sayfalar yetmez.

Sağlıkta şiddeti sadece öfkeli hasta ve hasta yakınlarının saldırılarından ibaret bir toplumsal olgu olarak görmüyoruz. Toplumumuzda günden güne yaygınlaşma eğilimi gösteren şiddet eylemleri sağlık kurumlarını ve çalışanlarını ciddi biçimde etkilemekte, sadece şiddet görme endişesi dahi çalışanların tükenmişliğine ve verimsizliğine neden olmaktadır. Sağlıkta şiddetin önlenmesinde hekimlere, sağlık çalışanlarına yönelik hakların, şiddet uygulayanlara yönelik yaptırımların ve güvenliğe yönelik önlemlerin hepsinin birlikte artırılması gerekmektedir. Şiddetin kaynağı bir olmadığı gibi çözümü de bir değildir. Sağlıkta Dönüşüm Programının ve sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasının bir sonucu olarak sağlık alanında yaşanan sorunlar, sağlık çalışanı-hasta ilişkisini zedeledikçe, sağlık çalışanları yaşanan olumsuzlukların sorumlusuymuş gibi hastalarla karşı karşıya getirilmektedir.

Sağlıkta şiddet önlenebilir bir olgu olmasına karşılık ortalama her 24 saatte 30’dan fazla sağlık çalışanı görevi başında sözlü veya fiziksel şiddete uğramaktadır. Mecliste cevaplanan soru önergelerinden öğrenebildiğimiz kadarıyla 2021 sonu itibariyle Beyaz Kod sistemine 100’binden fazla şiddet bildirimi yapılmış; bunların 27.560 tanesi 2021 yılı içindedir ve de üçte biri ise hekimlerin ve sağlık çalışanlarının canına kast edebilecek fiziksel şiddetten oluşmaktadır. Bu ağır tabloya karşın, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik etkili bir önlemin alındığını görmüyoruz. Göstermelik X-Ray cihazlarının varlığı Sağlık Bakanlığının bu konuya bakış açısındaki samimiyetsizliği bizlere göstermektedir.

Sağlıkta şiddeti önlemek öncelikle siyasi iktidarın ve Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Ancak sağlıkta şiddeti azaltmak yerine şiddeti besleyecek bir yönetsel tutumda ısrarcı olunmaktadır. Ne yazık ki, sağlıkta şiddet, artık sorun çözme aracı olarak başvurulan doğal bir davranış ve düşünce biçimine dönüşmüştür. Hekimlere, sağlık çalışanlarına hakaret, küfür, tehdit, aşağılama, darp ve hatta cinayet, sorunlar karşısında başvurulan genel geçer bir yöntem halini almıştır.

Sağlıkta yaşanan şiddeti Türkiye’deki kutuplaştırıcı siyasi iklimden ve toplumsal şiddetten de ayrı düşünmüyoruz. Sağlık ortamındaki şiddet, sıklıkla hasta ya da hasta yakınlarından sağlık çalışanlarına yönelse de, aslen sorunun sağlık sistemi olduğu açık olarak görülmektedir. Bu nedenle, uygulanmakta olan popülist sağlık politikalarını ele almadan gösterilecek hiçbir yaklaşım, sağlıkta şiddetin çözümüne yönelik etkili bir çözüm ortaya koyamayacaktır.

 

Sağlıkta şiddetin ana sebebi 5 dakikada bir yapılan poliklinik muayeneleri, her gelen hastayı da mağdur etme randevusuz da bakıver anlayışıdır. Hekim 5 dakikada hasta hikayesini mi anlayacaktır, hastayı muayene mi edecektir, tetkik mi isteyecektir, tetkik sonuçlarını mı yorumlayacaktır, reçete mi yazacaktır yoksa hastaya reçeteyi mi anlatacaktır? Kapıdaki hasta kuyruğu stresiyle, bunların eksik yapıldığı her muayenede hekim şiddet tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Şiddetin temelinde aynı zamanda hekimle hekimi rekabet ettiren, hastayı müşteri gibi gören performans sisteminin maaşlarımızın önemli bir kısmını oluşturmasıdır. Hekimlik etik ilkelerini bozan bu kapitalist, ticari sistem, tababet sanatının icrasını zorlaştırmaktadır. Bu sistemin hekim maaşlarında etkisinin %20’den daha az olmasını talep ediyor, maaşımızın önemli bölümünü tek kalemde emekliliğe yansıyacak, hekimlik onuruna yakışır bir düzeyde, eşit olmasını istiyoruz. Mevcut sistemde 1.basamak sağlık hizmetlerinde ağırlıkla reçete tekrarlarının olduğunu, aile hekimliklerinde aktif hasta muayenesinin yeterli düzeyde olmadığını biliyoruz. Sevk sisteminin aktif hale getirilmesi ve aile hekimlerin 1.basamak eğitimlerinin tekrar düzenlenmesiyle randevu sorunun çözüleceğini ve sağlıkta şiddet riskinin de azalacağını düşünmekteyiz.

2003 yılında Sağlık Dönüşüm ile birlikte yanlış uygulanan sağlık politikaları hekimlerin, sağlık çalışanlarının saygınlığını ve mesleki itibarını ortadan kaldırmıştır. Şiddetin önlenmesi için yapılması gereken, hekimlerin, sağlık çalışanlarının mesleki itibarının tekrar kazandırılmasıdır. Ayrıca sağlıkta şiddeti önleme yasasının şiddeti önleyici ve caydırıcı olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik yapılacak bir düzenlemede hekimlere, sağlık çalışanlarına yönelik her tür şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet faillerinin cezalandırılacağı düşüncesi kamuoyuna yerleştirilmelidir.

Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında; halkın sağlığını korumanın yanı sıra sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlıklı, şiddetten uzak bir yaşam sürmeleri için gerekli çalışma ortamının oluşturulması da yer alır. Sağlık, emek, meslek örgütleri, hekim sendikaları defalarca bu şiddet ortamını düzeltecek, iyileştirecek öneriler sunarken, siyasi iktidar bu önerilere kulaklarını tıkayarak yanıt vermiştir.
Sonuç ortadadır: İflas eden sağlık sistemi sağlıkta şiddetin daha da artmasına zemin hazırlamıştır. Hekimler ,güvensiz ortamlardan uzaklaşarak daha fazla değer gördükleri yurtdışında hekimlik yapmayı tercih eder hale gelmiştir. Artık hiçbir hekimin, hiçbir sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmamıştır.

 

Dr. Ersin Arslan’ın isminin verildiği hastane geçtiğimiz aylarda yıkılmış kendisinin adı ise sadece bir ek binada kalmış, yeni yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi’ne ise ismi verilmemiştir. Ailesi ve meslektaşları olarak vicdanımız yaralanmıştır. Sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik bilincin artması ve meslektaşımızın geride kalan ailesinin ve biz hekimlerin yaralarına bir nebze merhem olabilmek için Dr.Ersin Arslan Gaziantep Şehir Hastanesi şeklinde hastanenin isminin değiştirilmesini talep ediyoruz.

Sağlıkta şiddetin sona ermesi için vereceğimiz mücadeleyi sonuç alıncaya kadar sürdürmekte kararlıyız. Sağlıkta Şiddet normalleştirilemez. 17 Nisan gününde Dr. Ersin Arslan’ı ve yaşamını sağlıkta şiddet sonucu kaybeden tüm hekimleri, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını saygıyla anıyor, herkes için sağlıklı ve yaşamın diğer alanlarında şiddetin olmadığı bir gelecek diliyoruz.

Sağlıkta Şiddet Sona ERSİN!

 

 

Hekim Birliği Siirt Temsilcisi

Siirt Tabip Odası Üyesi

Dr.Aykut Koç

Seni Gidi Kopyacı :)))