Yine bir 24 Kasım sabahı.
Yine eli öpülesi öğretmenlerimizin gururlarını okşayacak beylik cümleler söylenecek, noktası ve virgülüne kadar değişmeyen bilindik törenler düzenlenecek.
Tıpkı diğer gün ve haftalar gibi.
Oysa bu ve benzeri günlerde esas yapmamız gereken iki nokta vardır.
Bunlardan ilki en değerli varlıklarımız olan geleceğin teminatı çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenlerimizi ne kadar iyi yetiştirmişiz?
Onları bu meslek için ne kadar motive etmişiz?
Öğrencilere değerler eğitimi vermelerini istediğimiz değerlere kendilerinin ne kadar sahip olduklarını sorgulamamız gerekiyor.
Bu ve benzeri soruları kendimize sormamız ve değerlendirmemiz gerekiyor. Yapacağımız değerlendirme sonucuna göre gerekli önlemleri almalıyız.
İkinci önemli noktada öğretmenlerin yaşam standartlarını sorgulamaktır. Baş tacımız olarak nitelendirdiğimiz öğretmenlerimizin toplumda ki konumları nedir?
Bunları da tek tek cevaplamamız gerekiyor. Ardından da ilk konuda olduğu gibi gerekli önlemleri almamız gerekiyor.
O zaman öğretmenlerimize gerçekten gerekli değeri vermiş oluruz.
Bu vesileyle başta ilkokul öğretmenim Kırklarelinden gelmiş olan Bora Çoşkun olmak üzere bütün öğretmenlerimizin ellerinden öperim.