Kalıcı bir zararı yok. Hayalden sıyrıldıktan sonra bir süreliğine yaşanan hayal kırıklığı dışında. Bunu da bu kadar ayıp kadı kozunda da olur deyip geçiştirelim.
Bu girişten sonra sıra hayal kurmaya geldi.
Bir kısmı kendi sektörlerinde, dünya, önemli bir Türkiye sıralamasında dereceye giren onlarca hemşerimiz gece sürekli rüyalarına giren ak sakallı bir dedenin tavsiyesiyle bir araya gelmişler.
Bir araya gelerek günler boyu devam eden bir beyin fırtınası gerçekleştirmiş ve Siirt için neleri yapabileceklerini tartışmışlar.
Bu toplantıların sonucunda istihdam ağırlıklı yatırımlar gerçekleştirmek için yoğun bir çalışma içerisine girmişler.
Yoğun fizibilite çalışmalarının ardından Siirt’e uygun ve rantabl yatırımlar tespit edilmiş.
Sonrasında kimi tek başına, kimileri de üçer beşer kişilik gruplar halinde bu yatırımları gerçekleştirmek üzere kolları sıvamışlar.
Sayılı gün çabuk geçer misali yatırımlar kısa bir sürede gerçekleşmiş. Organize sanayi bölgeleri 1, 2,3 …. diye arka arkaya sıralanmış.
Yatırımcı çalıştıracak eleman bulamaz hale gelmiş. Siirt işsizliğin yoğun olması nedeniyle göç veren il olmaktan çıkmış, aksine yoğun işçi göçü alan bir konumunu almış.
Çayhane ve kahvehaneler boşalmış, park ve bahçelerde çocuk yaşlılardan başkası görünmez olmuş. Herkes çoluk çocuğuyla mutlu …
Çok mu hayalperestim? Başta da belirttim hayal fakirin ekmeği. Bırakın arada bir o ekmekle doyalım.
Bunu çok görmeyelim.
Ayhan Mergen
YORUMLAR