Deprem bölgelerinden gelen görüntüler yürek yakmaya ciğer dağlamaya devam ediyor.O görüntüler karşısında ağlamak bile yetmiyor.
Kapkaranlık, karamsar bir tablo. Bu karanlık tabloyu biraz olsun da aydınlatan, işte insanımız bu dedirten görüntülerde geliyor.
İşte kurtarma ve enkaz kaldırma işinde görev alanların hayatlarını ortaya koyarak yaptıkları fedakarca çalışmalar insanı rahatlatıyor.
Yurdun her köşesinden insanların gönüllü olarak akın akın bölgeye bu amaçla gitmeleri ve bu acılı insanlar için seferber olmaları güzel bir tabloyu oluşturuyor.
Bir başka güzel tablo da yurdun her köşesinden insanların dişlerinden tırnaklarından arttırarak düzenlenen yardım kampanyalarına katkıda bulunmalarıdır.
Siirt’de ilk bahar güneşi gibi insanın içini ısıtan, ona ferahlık veren manzaralar yaşandı.
İl genelinde çok sayıda minik yavrumuzun bisiklet, kay kay ya da tablet almak için kumbaralarında biriktirdikleri paraları kampanyaya insanı duygulandırmaz mı ?
Şirvan da deprem bölgesine gönderilecek odunların istifinde bir elinde tuttuğu bastonuna dayanarak yardımcı olan 80 yaşlarında ki Hacı Kamile AKSOY gönüllerdeki gamı silip “ İşte benim insanım bu “ diye rahatlatmaz mı?
Beğendik belediye başkanı Görgün Özdemirin bir çok büyük holdingin yapamadığını yaparak Ankara da ki yemek fabrikasını Adıyaman’a taşıyarak günlerden beri her gün on bin kişiye üç çeşit yemek ve beş ayrı yerde kurduğu çay ocaklarında gün boyu çay dağıtması takdir edilmez mi ve insanın içini rahatlatmaz mı?
Yalova Siirt Vakfının burs sağladığı yüksek öğrenim öğrencilerinin bazıları vakıf başkanı Cengiz Özçiçeke başvurup bu ayki burs tutarının depremzedelere gönderilmesini isteme büyüklüğünü gösterdiler.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Her biri diğerinden daha duygu yüklü.