İrtifa kaybediyor muyum ? Hangi işte olursa olsun; ister ticaret, ister sanat, ister spor, ister STK, ister siyaset ve isterse bürokrasi ile uğraşıyor olursa olsun herkesin belirli periyotlarla bu soruyu kendisine yöneltmesi ve olabildiğince objektif bir şekilde cevabını vermesi gerekiyor.
Bu soruya muhataplık açısından yönetici konumunda olanlar daha çok ön plana çıkıyor. Çünkü onların irtifa kaybı yalnız kendilerini değil, genel olarak kurumlarını ve kurumlarında görev yapan personelleri de etkiliyor.
İlimizde göreve başladıkları günden bu yana sürekli irtifa kaybeden, ilk göreve başladıkları günde oluşturdukları heyecan ve umut halesinden eser kalmadığı halde bunun farkında bile değiller.
Bu kişiler genelde olduğu gibi etraflarında Çin setti gibi etten geçilmez bir duvar ören yakın çevrelerinin etkisi altında kalıyorlar. Etraflarını çevreleyen kişiler “ yaşa padişahım çok yaşa “ dedikçe, onlar bu ve benzeri cümlelerin sihirli büyüsüne kapılıp, Luna Parklarda çizimleri gerçeğinden daha çok büyüten aynalara bakıyor gibi görürler.
Oysa gerçek öyle değil. O yöneticiler bir adım öteye gitmedikleri gibi sürekli geriye gitmişlerdir.Ancak etraflarında ki kitle onların bu durumun farkına varmamaları için her türlü çabayı gösteriyor ve bunda da başarılı oluyorlar.
Bu yağcı dalkavuk kitlesinin çalışmaları o yöneticinin makamının altı tamamen oyulup görevden alınıncaya kadar devam eder. Fark ettiğinde de, iş işten geçmiştir ve artık çok geçtir.
Ancak onlar için bu durum çok fazla bir şey değiştirmiyor. Çünkü onlarda “ kral öldü yaşasın yeni kral” mantığı geçerlidir.
O nedenle her yöneticinin etrafını saran kitlenin, bu tutumuna karşı çok duyarlı olması gerekiyor. Ama daha da önemlisi belirli aralıklarla irtifa durumunu sorgulaması ve ona göre çalışmalarını düzenlemeleri bir zorunluluktur.
İlimizde ki sevgili yöneticiler buna var mısınız?