Yine bir aralık ve bu ayın üçü. Dünya Engelliler Günü.
Engelli ya da daha anlamlı ve doğru bir tanımlama ile özel bireylere ilişkin olarak ilgisi olsun olmasın değişik makam sahipleri tarafından sayısız mesajlar yayınlanır. Onlar için adeta destanlar yazılır.
Bir kaç etkinlik düzenlenir. Birkaç saatliğine baş tacı edilirler, keyifli zaman geçirirler. Ondan sonra da masal tamamlanır.
Özel bireyler kendi sorunları ile baş başa kalırlar. Ne arayan olur ve ne de onların yaşantılarını rahatlatma adına bir önlem alan kalır.
Alınan önlemler varsada çoğu yetersiz ve işlevsellikten çok ama çok uzak. Buna örnek olacak en güzel şehirlerden birisi de güzel şehrimiz Siirt’tir.
Allah aşkına varsanız gelin bir deney yapalım. Deprem simülasyonu gibi engelli simülasyonu gerçekleştirelim.
Önce gözlerimizi bantla sıkıca kapatalım, engelli bir durumuna gelelim ve Siirt’in istediğiniz bir cadde veya sokağına çıkalım. Düzensiz ve çoğu yerde olmayan kaldırımlardan ilerleyebilir misiniz?
Her biri mayın gibi tehlikeli olan kaldırımlardaki etrafında hiç bir önlem alınmamış olan bodrum girişlerine yuvarlanmamak mümkün mü?
Ya da gelin bazı sahte dilencilerin yaptığı gibi bir bacağımızı dizden geriye doğru atarak tek bacaklı biri gibi pantolon giyelim.Daha sonra da elimize bir koltuk değneği alıp yola çıkalım.
Düşmeden, bir yerimizi incitmeden kaç metre ilerleyebiliriz?
Bina girişlerine yapılan engelli rampalarının kaçı işlevsel?
Bunu tekerlekli veya akülü sandalye ile de deneyebilirsiniz. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.
O halde gelin özel bireylere yönelik tutumunuzu gözden geçirelim. Onların daha konforlu ve daha rahat bir yaşam sürdürebilecekleri bir ortam sağlayalım. Yani bütün bireyler olarak sözde değil özde davranalım.