Botan yine iki can aldı. Asırlardan beri aldığı nice canlar gibi. Hemşire Halime Timurtaş piknik yaptıkları esnada ayağının kayması sonucu Botan Çayına düşerek boğuldu. Onu kurtarmak üzere Botan Çayına atlayan meslektaşı ve köylüsü Eyyüp Güneş olayın gerçekleştiği saatten yaklaşık 35 saat geçmiş olmasına rağmen bu satırların yazıldığı saatlerde henüz bulunamadı.
Van ve Bitlis’ten gelen dalgıç ekipleri dahil başta UMKE, 112 Acil Servis ekipleri ve jandarma teşkilatından yaklaşık 200 kişilik bir ekip tarafından aranıyor. Ailesi ve sevenlerinin acılı bekleyişi devam ediyor.
Her yaz mevsiminde bu acıyı onlarca kez yaşıyoruz. Her yaştan insanımız asırlardan beri halkımız arasında hain olarak nitelendirilen Botan Çayına veya bu çayın üzerinde oluşturulan baraj ve hidroelektrik santrallerinin göl alanlarında kayboluyor.
O saatten itibaren de ailelerinin ve yetkililerin çaresizliği başlıyor. Kaybolan kişi tesadüfen su üstünde bulunduysa ne ala. Bulunmadıysa bazen saatleri bulan bir bekleyiş başlıyor. Siirt’te su altı dalgıç ekibi bulunmadığı için çevre illerden dalgıç ekibi aranmaya başlanıyor.Durumu uygun olan ekibin bulunması, gerekli onayların alınması ve yol derken ekibin olay yerine varması genellikle havanın kararmasından sonra gerçekleşiyor. Bu da arama çalışmalarının ertesi güne sarkması anlamına geliyor.
Acı içinde kıvranan aileler için her biri bir yıldan fazla gelen geçmek bilmeyen saatler…
Elbette ölenle ölünmez .Ancak gerek ölüye saygı ve gerekse ailelerinin acısını paylaşma açısından bu duruma bir son vermek gerekiyor. Bunun da yolu Siirt’te bir dalgıç ekibinin kurulmasından geçiyor.
Umarım yetkililer, Siirt’in etrafında Botan Çayı ve kollarının yanı sıra Van Gölünün yüz ölçümünün yarısı büyüklüğünde bir göl alanının bulunduğunu göz önünde bulundurarak bir an önce dalgıç ekibinin kurulmasını sağlarlar.