Biz Siirtliler olarak oturup kalktığımız her yerde memleketimizi çok sevdiğimizden söz eder dururuz. Bu durum il dışına çıktığımız andan itibaren kat be kat artar. Hatta Siirt’ten söz edildiğinde bazılarımızın boğazı düğümlenir, gözleri yaşarır. Sesi de çatallaşır. Bu sevginin gönülden gelen samimi bir sevgi olduğuna inanıyorum. Ancak bu sevginin gereğini yapıp yapmadığımız konusunda şüphelerim var.
Güzelim memleketlerine karşı görevlerini yerine getiren istisna kabilinden az sayıdaki hemşerilerimizi tenzih ederek gelin bu sevgimizi bir kaç soru ile sınayalım. Haklı bir nedeni olsun veya olmasın hemşerilerimizin büyük bir bölümü göç etmeyi arzulayıp, uygun fırsat bulduğunda da sermayesini alıp gitmiyor mu? Yine maddi durumları elverişli olan hemşerilerimizin tamamına yakını bir gün göç ederim düşüncesi il dışında konut, işyeri, arsa ya da tarla satın almıyor mu? Siirt sermaye göçü kadar hatta ondan daha da fazla bir şekilde beyin göçü vermiyor mu? Basit bir örnek yurdun dört bir yanındaki üniversite ve hastaneler görev yapan öğretim üyesi ve doktorların hepsi değil, onda biri bile “ben gidip halkıma hizmet edeyim “dese Siirt Üniversitesinin hiç boş kadrosu kalır mıydı? Aynı şekilde ilçe devlet hastaneleri dahil Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doktor sıkıntısı çekilir miydi? Zaten sayıları az olan üst düzey bürokratlarımızın kaçı Siirt’e ve Siirtlilere sahip çıkarak onlara yardımcı oldu? Yurdun birçok şehrinde ve hatta dünyanın bir çok ülkesinde yatırımları bulunan hemşerilerimizden kaçı doğup büyüdüğü topraklara yatırım yaptı? Kaçı üniversite kadar topluma ait olan Kanal 56 TV ve Siirt il Özel İdare Spora sahip çıktı? Son bir soru, ülkemizde kaç üniversite Siirt Üniversitesinde olduğu gibi özel sektörün hiç desteğini alamamış durumda? Özetle hepimiz Siirt’i seviyoruz ama gereğini yapmıyoruz. Ya da Siirt sevdamız Arapça bir deyimde olduğu gibi ayaklarını kaldır, arkandan ağlıyayım. Yani Siirt’i kaybettikten sonra arkasından ağlarız.