Siirt il genelinde ister bağımsız ve isterse ulusal bir örgüte bağlı şube ya da temsilcilik olarak 400 civarında dernek, vakıf, mesleki kuruluş ve siyasi parti faaliyet göstermektedir.
İlimizde faaliyet gösteren bu STK’lar nicelik olarak yeterli bir sayıya ulaşmış oldukları kabul edilebilir.
Ancak nitelik açısından aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Bunların önemli bir kısmı maalesef tabela ya da kartvizit kuruluşu konumundadırlar. Tek fonksiyonları yöneticilerine bazı kapıların açılmasını sağlamaktan ibarettir.
Görevlerini imkanları doğrultusunda gerçekten yerine getirmeye çalışan BARO ve Diyanet-Sen gibi olanları tenzih ederim. Bunların yöneticileri tüzük ve mevzuatları çerçevesinde çalışmalar yaparken, toplumsal sorunlar konusunda görüş belirtiyor ve çözüm önerilerini paylaşıyorlar.
Geri kalan önemli bir bölümü kimse bana dokunmasın , bende kimseye dokunmayayım anlayışı içerisinde günü kurtarma telaşındadırlar. Siirt’te yaşanan sorunlar onların ilgi alanına girmiyor. Hava limanı düzgün çalışmıyor, morfoloji binası 7 defadır ihale edilmesine rağmen bir türlü gerçekleşmiyor. Kurtalan yolu yıllardır bir türlü bitirilemiyor, ceza evi ikmal edilemiyor. Bu ve benzeri toplumsal hayati konular da üç maymunu oynuyorlar.
Gerçekten bir STK’nın toplumsal bir sorun konusunda açıklama yaptığını, tepki gösterdiğini veya kulis çalışması içine girdiğini hatırlamıyorum.
Bunlar Donkişot gibi hayali düşman arayarak varlıklarını sürdürme gayreti içerisindedirler.
Allah’tan bu konuda dünyadaki gelişmeler can simidi gibi yetişiyor. Avrupa’daki İslam aleyhtarı gelişmeler ve İsrail’in Gazze’de yaptığı zulüm ve benzeri gelişmeler bu STK’lar için birer fırsattır. Art arda yürüyüşler ve açıklamalarla bu STK’lar topluma biz buradayız mesajını veriyorlar.
Sakın yanlış anlaşılmasın, elbette bu gibi konularda duyarlı olunmalı ve gereken tepki gösterilmelidir. Bunda bir sorun yok.
Ancak, ildeki sorunlar konusunda da en az bunlar kadar tepki gösterilmelidirler.