Son yıllarda bazı kamu kurum ve kuruluşlarının performanslarında gözle görülür önemli düşüşler yaşanıyor.
Bunun temelinde kamu görevlilerinin özellikle de her düzeydeki yöneticilerin, gününü gün etme şeklinde ki esef ve elem verici tutumu yatmaktadır.
Bunların bazıları daha gelmeden önce hedeflerini belirlemişler; il yöneticisi statüsünü kazanmalarını sağlayacak kadar bir süreyi geçirmek. Ya da bu statü ile emekli olabilmek. Bunun içinde gerekli süreyi kazasız belasız tamamlamak.
Bunlarda misyon ve vizyon aramak beyhude. Halk hizmet bekliyormuş, kurumları irtifa kaybediyormuş. Personel görev yapmıyormuş. Umurlarında bile değil.
Varsa yoksa sürenin dolması. Adeta tesbih çeker gibi, günlere ilişkin çetele tutarlar.
Bu nedenle, süte sabuna dokunmaz etliye sütlüye karışmazlar.
Diğerleri ise Siirt’e gelirken kırıntı miktarında bile olsa hizmet adına belirli hedefleri vardır. Göreve başlarken bu düşüncelere sahipler.
Bunu uygulamaya da başlarlar . Ancak en ufak bir zorlukla karşılaştıklarında hemen yelkenleri indirirler.
Tabanın yani kurumun alt kademedeki personelin bundan memnun olduğunu, vatandaş ve STK’lardan da bir baskı gelmemesi ekmeklerine
yağ sürer.
Bunlarda etliye sütlüye karışmamaya, suya sabuna da dokunmamaya başlarlar. Artık onlar için günlük zorunlu rutin işleri yürütmeyi, yazışmalara elektronik onay vermek yeterli gelmeye başlar.
İster ilk grupta, isterse ikinci grupta olsunlar gelin hepsine seslenelim ;
Bu memleket çalışmaya muhtaç, bu insanlar hizmete susamış. Onlara hizmet edin. Aldığınız maaşı helal edin.
Bu nedenle etliye sütlüye karışın,suya sabuna da dokunun.. Göreve başladığınız andan ayrılacağınız son ana kadar var gücünüzle çalışın.
Aksi halde, bu güzel bu kadim memleketin, bu masum, bu sessiz halkını alırsınız.