Nöbetçi Eczaneler
Siirt’te yıllardır işler aynı döngü içinde dönüyor. Her programda, her toplantıda, her panelde aynı yüzler… Hep aynı söylemler, hep aynı havada geçen sözler… Şehir için projeler geliştiren, yenilikçi fikirler üreten insanların önünü tıkayan bir sistem olarak var; koltuklarını korumaya odaklı kişiler sahnede hep aynı rolleri oynuyor.
Bu düzen, Siirt’in potansiyelini boşa harcıyor. Enerji, vizyon ve yenilikçi fikirler sistematik olarak geri çekiliyor. Gerçekten çalışanlar eziliyor, değişim isteyenler susturuluyor. Şehir kendi içinde boğuluyor; kaybın faturası sadece geleceğe değil, bugüne de yazılıyor.
Kurumlar kısır çekişmelerle zaman kaybederken, STK’lar tabela süsü olmaktan öteye geçemiyor. Bazı isimler şehrin çıkarı yerine kendi koltuklarını ve egolarını koruyor. İşte bu yüzden Siirt, komşu illerle kıyaslandığında hâlâ geride.
Siirt’in kalkınması artık yeni isimler, taze bakış açıları ve cesur adımlar gerektiriyor.
Bekleme zamanı geçti. Eğer aynı yüzler, aynı alışılmış söylemlerle devam ederse, şehir yerinde sayacak ve gelişim hayali her defasında ötelenmiş kalacak.
Sayın Tatar, Batman ve Şırnak’ın geçmişte Siirt’e bağlı ilçe olduğunu, sonra il statüsü kazanıp ayrıldığını hatırlatıyor. Yani sorun dışarıda değil, içeride. Şehrin enerjisini ve potansiyelini ortaya çıkaracak cesur adımların atılması için artık kimse beklememeli.
Artık laf değil, icraat zamanı! Aynı yüzler sahnede olduğu sürece, Siirt’in geleceği her geçen gün eriyor. Değişimi isteyenler sahneye çıkmalı; yoksa şehrin kaybı kalıcı olacak.
