Rahmetli Necmettin Erbakan’ın çok sevdiğim bir söylemi vardı. Denetimlerin polis veya benzeri yöntemlerle sağlanamayacağını çünkü bu denetimi yapacak olan kişilerinde başına birer kişi daha koymak gerektiğini ve bu nedenle en güzel denetimin ancak vicdanla yapılabileceğini içeren bir söylemdi.
Bu söylemi bana bu günlerde içinden geçmekte olduğumuz ekonomik açıdan zor günleri bazı aç gözlülerin nasıl fırsata çevirdiklerini hatırlattı. Dövizle ilgisi olsun, olmasın bu aç gözlüler hemen her ürün ve hizmetin bedeline zammı yüklemekten geri kalmıyorlar.
Sattıkları mal ve sundukları hizmetin maliyetinde bir artış varsa bunu makul bir ölçüde fiyatlarına yansıtmaları onlar için bir haktır. Bunu yapmadıkları takdirde uzun sürede sermayelerinin erimesi anlamına geliyor. Sanırım bunu herkeste anlayışla karşılar, itiraz etmez. Gerçi pek itiraz edilecek gibi değil. Çünkü bu tür kötü örnekler o kadar çok ki…
Ancak ben basit bir örnek vereceğim. Siirt’teki yerli marketlerin birinde bal kabağının fiyatındaki hızlı artış dikkatimi çekti. Bir hafta önce bir gün baktım, büyük dilimler halinde satışa sunulan bal kabaklarının kilosu 3.90 Tl, ufak dilimler halinde doğranmış olanlarında kilosu 4.90 Tl idi.
İki gün sonra baktım her birine birer Tl zam gelmiş ve 4.99 Tl ve 5.99 TL olmuşlardı. Bu fiyatlar satışlar iki gün kadar devam etti. Ondan sonra fiyatlara birer zam daha geldi. Büyük dilim halinde olanlar 5.99 Tl ye, ufak doğranmış olanlar 7.90 Tl ye yükseldi.
Allah aşkına bir hafta içerisinde yüzde 70 ler civarında bir zammın nedeni ne olabilir? Bal kabaklar yerli ürün. Nakliye parası yok ki diyelim akaryakıt fiyatları yükseldi. Çukurova veya başka bir yerden gelmiyor ki, piyasası yükseldi, ihracat oldu ve benzeri bir bahane bulalım. Mevsim sonu değil az ürün kaldı, o nedenle ürün bulunamıyor, bundan dolayı fiyatlar yükseldi diye düşünelim.
Bu yalnızca bir örnek bunun gibi onlarca örnek bulunabilir.
Kısacası Rahmetli Erbakan’ın deyimiyle en iyi denetim vicdanlardaki denetimdir ki, günümüzde maalesef vicdan çok az kişide bulunuyor.