Günümüz dünyasında gelişmiş ülkeler, devletin yaptığı işlerin çok önemli bir bölümünü kısaca sivil toplum kuruluşları olarak adlandırdığımız dernek, vakıf, sendika, mesleki kuruluş, platform ve benzeri yapılanmalara bırakmışlardır.
Bu kuruluşlarda gönüllülük esasına göre çalışma yürütüldüğü için daha çok verim alınıyor ve aynı zamanda bu yapılarda oto kontrol sistemi daha etkin işlediği için de yolsuzluk ve benzeri girişimler de minimum düzeyde kalır ve başarıya ulaşmazlar.
Ülkemizde de bu amaçla bu tür yapıların önü açıldı. Her türlü destekte verildi. Ancak ulaştığımız sonuç meydanda.
Ülke genelini bırakıp yalnızca Siirt’e bakmak bulunduğumuz durumu anlatmaya yeter.
Şu anda ilimizde 220 civarında dernek, 50 ye yakın vakıf, vakıf şubesi ile temsilciliği, 30 civarında oda birlik ve benzeri mesleki kuruluş, yine 100 civarında sendika ve siyasi parti faaliyet gösteriyor.
Bunların arasında arı kovanı gibi düzenli çalışan ve topluma yararlı olanlar var. Bir elin parmak sayısını geçmeyen bu kuruluşları tenzih ediyor ve emeği geçenleri kutluyoruz.
Geri kalan büyük çoğunluğa baktığımızda adeta dökülüyorlar. Çoğu tabela ve kartvizit kuruluşudurlar. Toplum bunların farkına ancak yöneticilerinin bir menfaati söz konusu olduğunda ya da bir kapının açılması gerektiği zamanlarda farkına varıyor.
Oysa bu kuruluşların her biri amacına uygun çalışma yaptığında ve bu kuruluşların arasında gerekli işbirliği sağlandığında Siirt’in çözülememiş hiç bir sorunu kalmayacaktır.
Özetlemek gerekirse Siirt STK çöplüğü olmasın. STK’larda nicelik değil, nitelik ön plana çıksın.