Sosyal medyanın yol açtığı zararla saymakla bitmiyor. Sünepe, kendi gölgesinden bile korkan bir çok insan sosyal medya da açtıkları sahte hesaplar sayesinde birer Malkoçoğlu, birer Battalgazi kesilebiliyor. Aslında mütevazi oldukları halde sanatçıların neon ışıklarına hayran olmaları gibi sosyal medyanın büyülü cazibesine kapılan birçok kişi de tam bir gösteriş meraklısı olup çıkıyorlar. Daha önceki dönemlerde yani sosyal medya hayatımıza girmediği yıllarda gizli yaptıkları hayırları günümüz de sosyal medya hesapları üzerinden ballandıra ballandıra paylaşmaya başladılar. Hatta o kadar ki, çevremden tanıdığım bazı insanların sırf sosyal medya hesapları üzerinden paylaşabilmek ve hava atabilmek için bazı hayır işlerine imza attıklarını biliyorum. Yani tam bir riyakarlık örneği bir davranış biçimi. Bunlara bir de her yediklerini, her içtiklerini görenlerin ulaşamayacaklarını hiç hesaplamadan paylaşan kesim var. Önlerinde süt kuşu eksik misali mükellef sofraların önünde poz verenlerin gerçekten de o yemeklere ulaşamayanları göz önünde bulundurarak böyle bir paylaşım yapmadan önce iyice düşünmeleri gerekiyor.
İşin içinde bir de kamu kurumlarında ki görevliler ve özellikle yöneticiler var. Asli görevini yerine getirmeden kamu oyunda daha çok ses getiren tali işlerle uğraşanlar, ya da işini yaparken önce bir kaç kare alıp sosyal medyada paylaşanlar.Yani farzı yerine getirmeden sünnetleri ifa etmeye çalışanlar. İleriki günlerde bu konuya daha detaylı bir şekilde örneklerde vererek değinmeye çalışacağımı belirterek onlara sünnetten önce farzın geldiğini hatırlatayım.