Yeşil altını, Tadına doyum olmayan Pervari balı, Bol sulu iri taneli, ince kabuklu Zivzik narı, Kırmızı mercimek… Ve daha bir çok tarmsal üründe Siirt olarak ülke genelinde ilk 10 ilin içerisindeyiz. Üstelik üretimimiz de hemen hemen bütün ürünlerde her yıl artış gösteriyor.
Peki bunları gerektiği gibi pazarlayabiliyor muyuz ?Bunları üreten çiftçinin cebine para giriyor mu? İlin ekonomisi bundan güçlenebiliyor mu?
Kırmızı mercimek hariç sanırım bu ürünlerin çoğunda fiyat belirme gücü sayıları bir elin parmak sayısını geçmeyen tüccarların elinde.
Bu tüccarlar fiyatları istedikleri gibi maniple edebiliyorlar. İstedikleri zaman alım yapmayarak fiyatların düşmesini sağlıyorlar.
Düşük fiyatlardan bol bol alım yaparak stok yapıyorlar. Ardından yükselen fiyatlardan stoktaki ürünleri satarak uzun emek veren ve alın teri akıtan üreticiden daha fazla para kazanıyorlar.
Bunun en belirgin örneğini her fıstıkta yaşıyoruz. Tahtı revalli gibi fiyatlar bir indiğini bir füze hızıyla yükseldiğini şaşkın ve çaresiz bir şekilde izliyoruz.
Aradaki tüccarlar zahmetsizce paralarına para katarken olan üreticiye ve o ürünler için yüksek paralar ödemek zorunda kalan tüketiciye oluyor.
Bal ve fıstık gibi bir çok ürün bu nedenle alt ve orta gelir grubunda olan vatandaşlar için ulaşılmaz oluyor. Onların tadını çoktan unuttular.
Bunun tek yolu Siirt’te bir ticaret borsası kurulmasıdır. Böylelikle piyasa biraz daha şeffaf olacak ve özellikle üreticinin aldatılmasının önüne geçilmiş olacak.