Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirt mimarisi

DR.Şerif Demir’in Kitabından alıntı

DR.Şerif Demir’in Kitabından alıntı yapılmıştır. Siirt’te karasal iklim hüküm sürmekte ve dört mevsim en belirgin özellikleriyle yaşanmaktadır. Yaz mevsimleri çok sıcak ve kurak geçmektedir. Bu durum bu yörede iklime uygun inşaat malzemeleriyle yapılan ve bölgenin ekonomik yapısına hitap eden bir konut mimarisi geliştirilmesine sebep oldu. Siirt’in yöresel konut mimarisi, bu mimaride kullanılan yapı malzemesi ve inşa teknikleri dünyanın başka bir bölgesinde445 ve Anadolu’nun diğer yörelerinde görülmez. Cas adı verilen buraya özgü bir malzemeden yapılan konutlar, cas evleri olarak bilinir. Siirt ve çevresinde cas malzemesinin446 en az 600 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Osmanlı dönemine ait kayıt ve salnamelerinde cas malzemesinden sıklıkla söz edilmektedir447. Siirt merkezde ev mimarisine damga vuran cas malzemesi, şehir çevresinde bol miktarda bulunan Jips (alçı) taşlarının yakılıp öğütülmesinden elde edilmekteydi. Sivil mimarinin en önemli örneği olan evler, insanın barınmasını sağlayan fizyolojik, sosyolojik, estetik ve ekonomik bakımdan temel ihtiyaçlarını karşılayan yapı türleridir449. Siirt’te çeşitli şekillerde ve çeşitli malzemelerden yapılan evler mevcuttu. Siirt Merkez, Tillo, Bağtepe, Çatılı, Dereyamaç, İkizbağlar, Çınarlısu, Doluharman ve Akyamaç köylerinde evler castan; Siirt’e bağlı, Batman, Kurtalan, Beşiri ve Kozluk gibi ilçelere bağlı köylerde kerpiçten evler yapılırdı. Siirt merkezdeki yerleşimin çekirdeğini Akdağ yamaçlarındaki eski mahalleler oluştururdu. Bu mahallelerde bulunan evler, dar ve düzensiz sokaklar boyunca sıralanmışlardı. Evlerin bir kısmı yukarıya doğru daralan kalın, yüksek duvarlı, kaleye benzeyen ak renkleriyle ilginç bir görünüme sahipti. Duvarlar yazın sıcağını, kışın soğuğunu önleyecek biçimde kalın örülmekteydi. Bunda kapalı yaşam biçiminin de etkisi vardı450. Siirt’te kullanılan bu evler dışarıdan bakıldığı zaman kale gibi görünmekteydi. Kesik prizmayı andıran bu evler, iklim şartları ve güvenlik ihtiyacının doğal sonucu olarak ortaya çıkmıştı451. Genellikle iki ya da üç katlı olan evlerde giriş kapısına büyük önem verilirdi. Şehrin eski mahallelerinde yukarı doğru daralan, kat yükseklikleri fazla, pencereleri küçük, damı düz evler vardı. Şehir, kale manzarası arz eden bu taş evlerden oluşmaktaydı. Dıştan kat ayrımı fark edilmeyen bu evlerde katlar ancak pencere sıralarından anlaşılabilmekteydi. Bu belirsizlik iç mimaride de sürmekte, belirli bir plan gözetilmemekteydi. Sokak kapısından eve geçince bir iç avluya girilirdi. Evler avlu içindeydi. Sokağa açılan büyük bir kapıdan selamlığın bulunduğu iç avluya geçilirdi. Erkek konuklar, evin kadınlarıyla karşılaşmadan burada ağırlanırdı. Zemin katta odalar çoğu zaman kemerlerle çevrili bir koridora açılırdı. Katlar arası merdivenler çok dik ve merdiven basamakları yüksekti453. Oda kapılarıyla pencere kapıları gayet küçük olduğundan, insan kapıdan girerken eğilmeye mecbur kalırdı454. Üst katlarda bulunan yatak odaları son derece sade ve yalın bir görünüme sahipti. Odada ahşap ya kullanılmazdı ya da çok az kullanılırdı. Yataklar büyük sandıklar üzerine yerleştirilmişti. Misafir odası ya da oturma odasının duvarlarında yuvarlak kemerli, ahşap raflar dışında süsler bulunmazdı. Odaların döşemeleri de cas malzemesindendi. Üzerine soğuğu engellemek için kalın hasır yayılır ve halı serilirdi455. Cas evlerinin en önemli yapı malzemesi moloz taştı. Evlerin duvarları 80-120 cm arasında değişen genişlikte, yığma tekniğiyle bu moloz taştan oluşturulurdu. Sonra bu duvarlar cas adı verilen malzemeyle sıvanırdı. Böylece yazın sıcağına ve kışın soğuğuna karşı tedbir alınırdı. Casla sıvanmış evler beyaza büründüğü için, Siirt’in uzaktan görüntüsü “beyaz kent” olarak tanımlanırdı456. Siirt’te cas evlerinin sıklıkla inşa edilmesinin pek çok sebebi vardı. Öncelikle şehre yakın yerlerde bol miktarda bulunan Jips (alçı) taşları, hızlı ve ekonomik bir şekilde temin edilirdi ve ev yapımına da son derece uygundu. Halk, alçı taşlarının temini ve işlemesi kolay, malzemesi ucuz, inşası çabuk olan bu teknikle kolayca ev sahibi olabiliyordu. Kısacası, evler coğrafi koşullara uygundu, ekonomik şartları zorlamıyordu, kısa zamanda inşa edilebiliyordu. Siirt’te sıklıkla tercih edilen ve kolayca imal edilen cas evlerinin kullanımında bazı sorunlarla karşılaşılırdı. Bu evler göründüğünün aksine ekonomik değildiler. Örneğin, bu evlerin suya karşı dayanıklılığı zayıf olduğu için, yağmur yağdığında evin içine kolayca su sızardı. Bu durum özellikle sıklıkla yağmur yağan kış mevsiminde ciddi sorunlara yol açardı. Cas evlerindeki sıvalar yaz sıcaklarından etkilenerek çatlar ve dökülürlerdi457. Dolayısıyla yaz ve kış dönemlerinde karşılaşılan bu durumların barınmada soruna dönüşmemesi için evlerin sıklıkla bakım ve onarımı gerekiyordu458. Bu durum bu evleri kullananların için barınma maliyetini artırmakta ve maddi durumu zayıf olan Siirtliler için büyük bir soruna dönüşebilmekteydi. Hiçbir masraftan kaçınmayarak her türlü bakım ve onarımı yapılan cas evlerinin ömrü de son derece sınırlıydı. Ancak bir insan ömrü kadar dayanabilirdi. Cas’ın bakım ve kullanım süresine bakılarak maliyeti göz önüne alındığında, çimento ve kiremitle inşa edilen evlerden daha masraflı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun doğal sonucu olarak 1940’lı yıllarda Siirt’te bir mesken problemi bulunduğunu, bu durumun da en önemli sebebinin cas evlerinden kaynaklandığını ifade etmek mümkündü459. Bu evler, kolay ve ucuz malzemeyle kolayca inşa edilmesine rağmen sık sık bakım gerektirmesi ve uzun ömürlü olmamaları nedeniyle iskânda sorunlara sebep olmaktaydı. Gelişen ve hızlı nüfus artışı yaşanan bir şehirde cas evlerinin ihtiyaca cevap vermesi mümkün değildi. Cas evlerinin kullanımının halk sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilmekteydi. Özellikle yaz aylarında evler hızla ısınınca üzerindeki sıva toz haline geliyor,460 o toz da sağlığı tehdit ediyordu. Bu nedenle bir dönem Sağlık Bakanlığı cas evi yapımını yasakladı. Bu durum şehir halkı tarafından tepkiyle karşılanmasına rağmen yetkililer yasakta ısrar ettiler. Şehirde var olan ve tamire ihtiyaç duyulan evlerin onarılmasına da izin verilmedi. Halkın talepleri ve şehrin ihtiyaçları düşünülerek 1948 yılında yasak kaldırıldı461. Fakat cas evlerinin yazın sıcak, kışın soğuk olması, baharda ise romatizmaya neden olması sağlığa zararlı olduğundan bu evlerin hükümet tarafından tamamen yıktırılacağına ilişkin basında haberler çıkmaya devam etti462. Cas evlerinin sıhhi ve ekonomik bakımdan dezavantajları düşünülerek yeni çözüm yolları aranmaya başlandı. Bu işi kalıcı olarak çözmenin yolu Siirt’te modern bir çimento fabrikası kurulmasından geçiyordu. Siirtliler şehrin ekonomisini canlandıracak ve halkın cas evlerinden kurtulmasını sağlayacak çimento ve tuğla fabrikası için ısrarcı olmaya başladılar463. Zira “şehrin ‘cas’, denilen beliye yüzünden bir harabe manzarası arz ettiği” düşünülüyordu. Siirt yöresindeki eski yapıların tamamı bu cas harcı ile inşa edilmişti. Yakın zamana kadar cas malzemesinin üretim ve satımı devam etti. 465Ancak artık talep görmediği için üretimi satışı yapılmamaktadır. Bugün Siirt’te yok olmaya yüz tutmuş olan “cas evleri”nin çok az örneği kaldı. Hızla büyüyen Siirt’te yeni yerleşim alanları açılmaktadır. 1950 yılından sonra şehrin birçok bölgesinde yeni yapılar yükselmeye başladı. Fakat bu yapılaşmayla birlikte teknik ve fenni denetimden uzak, plansız ve programsız yapılaşma ortaya çıktı466. Yeni inşa edilen evlerde eski mimari tamamen terk edilmiş, çatılı, bir veya iki katlı bahçeli evler yapılmaktaydı. Duvarlarda taş, tuğla ya da briket kullanılmaktaydı. Son yıllarda görülen hızlı gelişme çok katlı binaları artırmış ve siteler hızla yayılmaya başlamıştır467. Bugün Siirt’te çok katlı apartmanlar yükselmektedir. Şehir iki yönlü gelişmekte ve yapılaşma olanca hızıyla devam etmektedir. İnşaat teknolojisinde yaşanan pek çok gelişmeye rağmen günümüzde estetik kaygılardan uzak, plansız inşa edilen evlerin dayanıklılığı tartışmalıdır. Birinci derece deprem kuşağında yer alan şehirde depreme dayanıklı yapılaşma tercih edilmelidir. Cas evleri, dayanıksız, masraflı ve sağlıksız olduğu için terk edildi. Fakat günümüzde yerine konulan yeni yapılaşmanın cas evlerinden çok daha iyi olduğunu ne kadar iddia edebiliriz. Sırf ekonomik kaygılar gözetilerek yapılan yeni evler sağlık ve dayanıklılık bakımdan incelendiğinde sosyal hayatı ne kadar olumsuz etkilediği de görülecektir.

Seni Gidi Kopyacı :)))