1200 yılı aşkın bir geçmişi olan Siirt tarihi günler yaşıyor.
2004 yılında dönemin belediye başkanı Mervan Gülün seçim vaatleri arasında yer alan ve o dönemde çeşitli nedenlerden dolayı daha ilk adım atılmadan rafa kaldırılan 20 yıllık rüya gerçekleşme yolunda.
Bilindiği üzere Siirt mimarisinde yapılar iki çeşit taşın ilkel ocaklarda yakılıp öğütülmesinden elde edilen castan yapılıyordu.
1960’lı yılların başından itibaren daha sağlıklı, daha çevreci ve yazın serin kışın sıcak o evleri daha sağlıksız, daha doğal dengeyi bozan betonarme evlere yöneldik.
Hemde koşa koşa ve bilinçsizce bir yönelme oldu. Bir baktık ki görüntüsü estetikten uzak, yaşam kalitesi düşük ve adeta bir anlamda birer hapishane yapmışız.
Güle güle oynaya kendi elimizle yaptığımız bu hapishanelerde yaşamaya başladık. Üstelik birinci derece deprem bölgesinde yaşadığımızı unutarak çok katlı yapılara da yöneldik.
Adeta gökyüzüne doğru uzanma yarışına girdik. Bir iki katlı binalar derken on-on iki katlı binalarda bulduk kendimizi.
Özetle ilimizdeki yapı stoğu tehlikeli. Bu nedenle kentsel dönüşüm çok önemli . Zor ama umarım en kısa bir zamanda bu projenin bütün kentte uygulandığını görürüz.
Bu projede emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.