Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirt’in kültür politikası nasıl olmalı?

Kültüre gönül vermiş ve

Kültüre gönül vermiş ve bu alanda ülkemizin önde gelen STK’larından birisi olan ÇEKÜL Vakfının 20 yılı aşkın bir süreden beri  temsilciliğini yapan, bu alanda başta TRT ve Kanal 56 TV olmak üzere  çeşitli yayın organlarında programlar yapan, programlara katılan Siirt kültürüne ilişkin eserleri kaleme almış biri olarak zaman  zaman diğer sorunlara olduğu gibi bu kültürel konulara değiniyorum.

Hatta birazda belki de olması gerekenden daha fazla da önceliyorum. Çünkü tarihini kültürünü bilmeyen bir toplumu ağaçtan koparılmış bir dala benzetiyorum. İlk zamanlarda canlılığını korurken saatler geçtikçe solmaya  başlar. Toplumlarda böyle durumlarda mutlaka bir yerde tökezler ve yanlış yaparlar.

Bu nedenle, bu konulara daha sık değinmek zorunluluğunu hissediyorum. Daha öncede değindim. Bu güne kadar kültür ve turizm alanında elbette çalışmalar yapıldı. Bunu inkar etmek mümkün değil. Ancak bunların önemli bir bölümü sosyal belediyecilik çalışmalarına benziyor.  Günü kurtarmaya yönelik ve daha çok magazinsel boyutu olan faaliyetler.

Peki bu çalışmalar nasıl olmalı? Öncelikle mevcut varlığımızı araştırmadan başlanmalı ve bu eserler ister somut ve isterse somut olmayan yani sözlü ve uygulamalı kültür olsun hepsini korumaya ve kayıt altına almaya çalışılmalıdır. Yok olma tehlikesi altında bulunanların restorasyon işlemleri de mutlaka gerçekleştirilmelidir.

Bu çalışmalar kolay değil. İğne ile kuyu kazarcasına özverili, sabırlı ve geniş katılımlı bir çalışma gerektiriyor. Üç beş günlük hazırlık sonrasında bir  fuara katılmaya benzemiyor. Dağ tepe köy mezra dolaşma zorunluluğu var. Ancak esas olan ve gelecek nesillere aktarılacak olanda budur. Kurslar, fuarlar ve konserler değil.

Bu çalışma gerçekleştirildikten sonra kültür ve turizm için olmazsa olmaz olan insan unsuruna önem verilmelidir. Bana göre Siirt’in bu alandaki en büyük ayıplarından bir tanesi olan turist rehberi konusu çözüme kavuşturulmalıdır. Daha öncede bir kaç kez değindim.Bu ilde bırakın yabancı dili Türkçe turist rehberi bile yok. Çok kısa bir sürede eğitimli turist rehberlerinin görev yapması sağlanmalıdır. Turizm danışma büroları kurulmalıdır. Biri merkezde diğerleri Tillo ve Baykan Veysel Karani de olmak üzere en az üç tane büronun ilk etapta kurulması gerekiyor.

Birkaç yıldan beri devam eden ancak  bu güne çok ağır seyreden müze kurma çalışmalarına hız verilmeli  ve başta Batman ve Hasankeyf Müzeleri olmak üzere değişik müzelerde bulunan ilimize ait eserlerin geri getirilmesi sağlanmalıdır.

Bütün bunlar yapılıncaya kadar bu alanda başka bir çalışma yapılmaması gerekir diye düşünüyorum. Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz bütün performansını bu çalışmalara yani bu alanın alt yapısını, temelini oluşturan çalışmalara teksif edilmelidir. Hatta bu konuda diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri de gereken desteği vermelidirler. Kurs açma işleminin halk eğitimler ve belediyeler yapar, fuara katılımları belediyeler zaten gerçekleştiriyor. Ama yukarıda belirttiğim çalışmaları Kültür ve Turizm Müdürlüğünden başka kurum yapamaz.

Bu temel alt yapı oluşturulmamışken seramik, naht  ve ebru gibi çoğu ilimiz kültüründe yer almayan etkinlikler gerçekleştirmek veya  fuarlara katılarak ben böyle  zenginliğe sahibim deyip, o zenginlikleri görmeye gelenlere, onları  sergileyememek bana yanlış geliyor. En azından öncelik sıralaması yanlış işlem olarak kabul edilir.

 

Seni Gidi Kopyacı :)))