Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirt’in Nüfus Gelişimi, Yapısı ve Dağılışı

Siirt ili, Güneydoğu Anadolu

Siirt ili, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle bölümünde yer almaktadır. Cumhuriyet öncesi dönemde zaman zaman fazlaca nüfus barındıran Siirt, bazen de çeşitli unsurların etkisiyle nüfusunun oldukça seyrekleştiği anlaşılmaktadır. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze doğru ise ildeki yerleşmelerin sayısı artıkça ve yerleşmeler büyüdükçe, nüfusun da arttığı gözlenmektedir. Ancak İlin idari taksimatında yapılan düzenlemeler ve göçlerden dolayı nüfus miktarında önemli değişikliklerin yaşandığı görülmektedir. Siirt ili, 2015 yılı adrese dayalı kayıt sistemine göre, 320351 kişilik bir nüfusa sahip olup nüfus büyüklüğü bakımından Türkiye illeri içinde 58. Sırada yer almaktadır. Cumhuriyet tarihi boyunca yıllık ortalama %2,4’lük artış oranıyla ülke ortalamasının üstünde bir nüfus artışına sahip olan Siirt, genç ve dinamik bir nüfus barındırır. Nitekim il nüfusunun %36,8’i 0-14 yaş aralığındaki çocuk nüfustan oluşmakta olup, %24 olan ülke ortalamasının çok üstünde bir değer göstermektedir. Yöre, yüksek bir doğurganlığa sahip olmasına rağmen, göçlerle önemli bir nüfus kaybı yaşamaktadır. Siirt, ‰-17,52’lik net göç hızıyla Türkiye’de en fazla göç veren 10. İl konumundadır. Siirt ilinde, nüfus artışı ve miktarı üzerinde ekonomik yapı, Sosyal olgular, göçler, terör olayları ve idari taksimatta yapılan düzenlemeler gibi unsurlar belirleyici olmuştur. Sahip olduğu coğrafi konumunun oluşturduğu dezavantajların etkisiyle fazlaca nüfuslanmayan Siirt, topografik özelliklerin farklılık göstermesi neticesinde nüfusun il genelinde dengeli dağılmadığı görülmektedir. Siirt’te nüfus çoğunlukla idari ve fonksiyonel anlamda gelişmiş birkaç şehirde yoğunlaşmaktadır. Nüfusun yaklaşık olarak 2/3’ü sadece Siirt ve Kurtalan şehirlerinde toplanmıştır. Kırsal kesimlerde de nüfus çoğunlukla yerleşmeye uygun düzlükler ile su kaynaklarının bol olduğu kesimlerde yoğunlaşırken, engebeli ve dağlık alanlarda ise nüfus seyrekleşmektedir. Bu çalışmada Siirt ilinin nüfus gelişimi ve yapısı incelenerek, İlde nüfusun nasıl bir dağılış gösterdiği ve bu dağılışta etkili olan faktörler irdelenmiştir. Siirt’in nüfusu incelenirken, çeşitli kuruluşlardan elde edilen veriler, mülakatlar, anket ve literatür çalışmalarından yararlanılarak analizler yapılmıştır.

Demografik açıdan içinde bulunduğu coğrafi bölgeyle büyük benzerlikler gösteren Siirt, bunun yanında doğal ve beşeri koşullarının gösterdiği bazı farklılıklar nedeniyle kendine has bir demografik yapı meydana getirmektedir. Özellikle göçlerle verilen nüfus kaybı, mevsimsel göçlere dayalı ritmik yer değiştirmeler, yüksek nüfus artış ve doğurganlık oranlarıyla dikkat çeken çalışma sahası, demografik açıdan incelenmeye değer bir konumdadır.

1990-2015 yılları aralığı nüfus miktarları dikkate alınarak ve bu dönemdeki artış seyirleri, doğumlar, ölümler ve göçlerle ilgili nüfus verilerinin de yardımıyla, başta TUİK Metodu olmak üzere Üssel, Birleşik Faiz, En Küçük Kareler, Aritmetik (Doğrusal) yöntemler kullanılarak, geleceğe yönelik nüfus projeksiyonları ve demografik analizler yapılmıştır.

Siirt il nüfusunun gelişimini genel olarak Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere iki dönemde incelemek uygun olacaktır.

Cumhuriyet öncesi dönemde Siirt ili nüfusu ile ilgili veriler oldukça yetersiz olup elde edilen verilerin çoğunluğu salname kayıtları, Osmanlı dönemi nüfus sayımları, yerli ve yabancı seyyahlar ve müelliflerin eserlerine dayanmaktadır. Ancak elde edilen bilgilerin önemli bir kısmı, Osmanlının son dönemlerine denk gelmekte ve daha eski dönemlere ait bilgiler azdır. Ancak bütün bu eksikliklere rağmen eldeki kaynaklar, yöre nüfusunun geçmiş dönemlerdeki miktarı üzerinde bir kanaat oluşturması açısından oldukça önemlidir. Yerleşmelerin kuruluş ve gelişmesinde etkili olan tarihi süreçler, nüfusunda dağılış ve yoğunluğunu etkilemektedir. Tarih boyunca insanların yaşam alanı olarak neden belli alanları tercih ettikleri, doğal coğrafyanın yörenin geleceğini nasıl şekillendirdiğini ve mevcut potansiyeline geçmişin ne derece katkı sağladığı, yörenin nüfuslanmasında oldukça önemlidir. Bu sayede gelecek dönemler için yerleşmelerdeki nüfus ve mekân ilişkisi hakkında fikir sahibi olunabilir (Yıldız, Döker, 2016: 36). Bu bağlamda Siirt ve çevresinin yerleşme tarihi ve geçirmiş olduğu süreçlerin bilinmesi, günümüzdeki nüfusun daha iyi analiz edilmesine katkı sağlamaktadır. Siirt ve çevresi günümüzde olduğu gibi, farklı iki bölgenin; Anadolu ile Mezopotamya’nın kesişim alanında kurulmuş ve bundan dolayı tarihsel süreç içerisinde her iki bölgede hem siyasi, hem de kültürel bağlamda meydana gelen gelişmelerden büyük ölçüde etkilenmiştir ve denebilir ki söz konusu iki bölgeye adeta eklemlenmiştir (Saraçoğlu, Yıldız, 2006: 620). Bu nedenle kuzeyinde ve güneyinde ortaya çıkan uygarlıklar, yörenin kültürel gelişimi ve nüfus yapısı üzerinde etkili olmuştur. Ancak yörede tarih boyunca ulaşım ve topografik koşulların oluşturduğu elverişsizliklerin etkisiyle çok gelişmiş kentlerin ortaya çıkmadığı ve fazlaca nüfuslanmadığı anlaşılmaktadır. Ulaşım şartlarının ve topografik koşulların oluşturduğu dezavantajlara rağmen Siirt ve çevresi tarih boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Siirt’in bilinen en eski tarihinin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığı anlaşılmaktadır (Siirt İl Yıllığı, 1998: 33). Ancak yörenin bugünkü nüfus yapısını etkileyen temel gelişme, Siirt ve çevresinin İslam egemenliğine girmesiyle olmuştur. Siirt, İslam dönemimde Hz. Ömer’in komutanlarından İyaz Bin Ganem tarafından bütün bölge ile birlikte 639’da fethedilmiştir. Bu fetihle birlikte yöre, kalıcı olarak Müslümanlığın etkisi altına girmiştir. İslam inancının Siirt ve çevresine yerleşmesiyle birlikte, sırasıyla Emeviler ve Abbasiler egemenlik sağlamıştır. Daha sonra 1000’li yıllarda sırasıyla Mervaniler, Artuklular ve Anadolu Selçuklular yörede hüküm sürmüşlerdir.

Bu dönemlerde artık önemli bir yerleşme olan Siirt, bilginlerce tercih edilen (Azimli, 2006: 130), gelişmiş ve fazlaca nüfus barındıran bir merkez konumundaydı. Yöre, 1230’lu yıllarda Moğol istilasına maruz kalmış, bu süreçte kentler yakılıp, yıkılmış ve nüfusun büyük bir kısmı katledilmiştir (Özdemir, 2010: 35, İbnü’l Esir, XI: 94). Moğol istilasından sonra Siirt ve çevresinde sırasıyla İlhanlılar, Akkoyunlular ve Safeviler egemen olmuştur. Safevi hükümdarı Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim ile 1514 yılında girdiği Çaldıran Savaşını kaybedince, İdris-i Bitlis’in katkılarıyla Siirt ve çevresi de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun diğer yerleriyle birlikte Osmanlı hâkimiyeti altına girmiştir (Sözer, 1969: 93, Tuncel, 2009: 173). Yöre, Osmanlılar tarafından ele geçirildikten sonra 1523 yılında, Diyarbekir Beylerbeyliği’ne bağlı bir kazaya dönüşmüştür. Bu yıldaki tahrir defterlerinde Siirt, 25 köy ve 2 mezradan oluşmaktaydı. Merkezinde ise 4 mahalle, 217 hane, 74 mücerredinden oluşan Ermeni cemaati ve 14 hane ile 4 mücerredinden oluşan küçük bir Yahudi topluluğu bulunmaktaydı. Müslümanların ise 402 hane ve 58 mücerreddeleri vardı. Siirt’in hangi tarihte sancak olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamasına rağmen, 1567 yılındaki tahrir defterlerinde sancak olarak görülmektedir. Bu yıldaki tahrir defterinde Siirt, 27 köy ve 7 mezradan oluşmaktaydı. Aradan geçen 44 yıllık zaman zarfında yörede önemli bir değişikliğin olmadığı anlaşılmaktadır. XVI. yüzyıl boyunca Siirt’te Müslümanlar ve Zimmiyanlar (Ermeni, Yakubi, Nasturi ve Yahuda) birlikte yaşamaktaydılar. Siirt, XVII. Ve XVIII. yüzyılda da Diyarbekir’e bağlılığı devam ettirmiştir (Erpolat, 1999:553). İdari olarak 1880 yılına kadar Diyarbakır Vilayetine bağlı sancak konumunu koruyan Siirt, bu yıldan sonra ise Bitlis Vilayetine bağlanmıştır. Bu dönemde Siirt Sancağı, Siirt, Şirvan, Pervari ve Garzan olmak üzere 4 kaza ve Rıdvan, Zeyraki ve Deyr Gül olmak üzere 3 nahiye ve 570 köyden oluşmaktaydı. Osmanlı döneminde yöre nüfusu hakkındaki sağlıklı bilgilere daha çok XIX. yüzyıldan itibaren ulaşılmaya başlanmıştır. XIX. yüzyılın başlarında Siirt ve yakın çevresinin nüfusu ile ilgili kısıtlı bilgilere daha çok yabancı seyyahların gözlemleri neticesinde ulaşılmıştır. Bu dönemde Macdonald Kinneir, J. Shiel ve Ainstworth gibi seyyahlar sadece Siirt merkez nüfusu ile ilgili bilgiler verirken, diğer ilçelerin nüfus miktarı ile ilgili bilgilere değinmemişlerdir. (Sözer, 1969:93, Tuncel, 2009: 174). XIX. yüzyılda yöre nüfusu hakkında en sağlıklı bilgiler ise 1871 tarihli Diyarbakır Vilayet Salnamesinde rastlanmaktadır. Bu tarihte yapılan sayıma göre Siirt sancağında 52143 Müslüman ve 17306 Gayrı Müslim yaşamaktaydı (Sırma, 2006: 123). Yine 1881-1882 tarihli Bitlis Vilayet Salnamesine göre Siirt sancağında 49095 Müslüman, 11971 Gregoryen Ermeni, 2446 Katolik, 435 Protestan, 1720 Monofizit olmak üzere toplamda 65667 kişi yaşamaktaydı (Demirtaş, 2007: 139-140). 1892 tarihli Bitlis Vilayet Salnamesine göre de Siirt sancağında 59489 Müslüman ve 16425 Gayrı Müslim olmak üzere toplam 75914 kişi yaşamaktaydı. Cuinet’in verilerine göre de 1890’da Siirt sancağında 64448 Müslüman ve 36294 Gayrı Müslim olmak üzere toplam 100742 kişi yaşamaktaydı (Cuinet, 1891, Yurt Ansiklopedisi, 1982: 6682-6683). Cuinet’e göre Gayrı Müslim Nüfusun büyük bir kısmı Gregoryan Ermenilerinden oluşurken geriye kalan kısmı ise Katolik, Protestan, Keldani, Süryani ve Yezidilerden oluşmaktaydı. XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında Siirt ve çevresi, meydana gelen Ermeni olayları, aşiretler arası çatışmalar ve merkezi yönetime yönelik başkaldırılar nedeniyle oldukça zarar görmüştür (Tuncel:2009,174). Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkması ve hemen sonrasında ülkemizde ve Siirt’te girişilen Kurtuluş Savaşı neticesinde nüfusun büyük kısmı bu savaşlarda kaybedilmiştir. Nitekim 1914 yılında ilin nüfusu XIX. yüzyılın sonuna göre yarı yarıya azalmıştır. Nüfus kaybı Kurtuluş Savaşı sürecinde de devam etmiş ve yöre eski dinamizmi ve kültürel zenginliğini kaybetmiştir.

Seni Gidi Kopyacı :)))