Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Kimse kusura bakmasın. Özeleştiri yapmak kolay değil. Ama biz Siirtliler rahatına düşkün insanlarız. Yine kusura bakmayalım, biz Siirtliler genelde çokta çalışkan insanlar da değiliz. Üzerimizde bir atâlet var. Zora gelmez, zor işleri sevmeyiz. Bu özelliklerimiz her geçen gün biraz daha somut hale geliyor. Bunu birkaç örnekle izah etmek mümkün. Osmanlı döneminin sonlarına kadar Siirt’in her tarafı ormanlarla kuşatılmış durumdaymış. Bu gün bunların onda biri bile kalmamış durumda. Kestiğimizin yerine yenilerini dikme zahmetine katlanmadık. Topraklarımızı kendi ellerimizle çölleştirdik. Yine o dönemlerde taş işçiliği, bakırcılık ve helva üretimi gibi bir çok sanat ve meslekte bölgenin merkezlerinden biri olmamıza rağmen bu gün için bu durumumuzdan söz etmek mümkün değildir. Bu meslek ve sanatları icra eden ya hiç yok ya da en fazla bir iki kişi.
30-40 yıl öncesine kadar özellikle yaz mevsiminde her gün domates, biber, patlıcan, üzüm, karpuz, kavun gibi sebze meyveler yüklü kamyonlar yakın çevremizde ki illere ürün taşırken şimdi durum tersine döndü ve aynı ürünleri biz o illerden almaya başladık. Buna karşılık topraklarımız bomboş.
Daha somut bir örnek vereyim. Son zamanlarda ilimizde sevinçle karşıladığımız tekstil atölyelerinin sahipleri ile konuşuyordum. Onlarda insanlarımızın bu rahat tavırlarından şikayetçiydiler.
Bu durumu bir tanesi çok güzel özetledi. Aynı zamanda hemşerimiz olan bu atölye sahibi sitemini şöyle dile getirdi “ Bizim tekstilde üretim bant şeklinde gerçekleştiriliyor. Örneğin 20 kişi birbirine bağlı olarak üretim yapılıyor. Ama bir bakıyoruz. Sevgili işçimiz eften püften bahanelerle birkaç saatliğine izin isteyebiliyor. Bunu yaparken de kendisiyle birlikte üretim bandındaki bütün işçileri de boş bırakacağını ve üretimi durduracağını hiç düşünmüyor. Hatta daha ilginci üretim bandında yer almasına rağmen bir bakıyorsun, işi ağırlaştırıyor. Sebebini sorduğumda da çok büyük bir rahatlıkla canım sıkılıyor cevabını verebiliyor.” Özetle bizim bir an önce üzerimizde ki bu ataletten kurtulmamız gerekiyor.
YORUMLAR