Ülke genelinde tarım alanında en önemli sorunlarımızın başında düzenli ve sürekliliği olan bir tarım politikamızın olmayışı. Bundan dolayı çiftçi özellikle bir yıllık bitkilerde ne ekeceğini bilemiyor. Bir önceki yıl hangi ürün para etmişse, herkes o ürüne yöneliyor. Doğal olarak o yılda o üründe rekolte yüksek olunca da çiftçinin ürünü hak ettiği değeri bulamıyor. Çoğu zaman da çiftçi zarar etmiş oluyor.
Bu durum, bir yıllık bitkiler kadar olmasa bile çok yıllık bitkilerde yani meyve ağaçlarında da görülüyor. Bir meyve para etti mi, herkes gelecekte ne olacağını hatta gerçek anlamda verim alınıp alınamayacağını bile hesaplamadan o meyveye yöneliyor. Ağaçlar meyve verme başladığında da piyasaya arz fazlası ürün sürülünce fiyatlar aşağıya iniyor. Üstelik burada zarar bir yılla da sınırlı kalmıyor.
Çiftçi o ağaçların yerine alternatif meyve çeşitlerini tespit edip, uygun alanlara dikip meyve vermesini bekleme süresinde çok yıllar geçiyor,Zarar katlanarak artıyor.
Bizim yeşil altın olarak adlandırdığımız ve gerçekten ekonomimize büyük katkısı olan fıstıkta aynı tehlike söz konusu.Vali Nuri Okutanın gerçekleştirdiği devasa boyutlardaki fıstıkçılık projesi başarılı olunca dikkatleri üzerine çekti.
Yaklaşık 17-18 yıldan beri birçok il fıstıkçılığa yöneldi. Batman,Şırnak, Bitlis ve Mardin gibi çevre iller bir yana İç Anadolu Bölgesinin bir çok ilinde deneme ekimlerine başlandı. Geçenlerde görüştüğüm Kırşehirli bir gazeteci dostum kendi bahçesine diktiği fıstık ağaçlarının bu yıl çok iyi sayılabilecek derecede verim verdiğini anlatıyordu.
Bu politika eksikliği ülke ekonomisine zarar verdiği gibi çiftçinin de büyük kayıplar yaşamasına, alın terinin karşılığını alamamasına yol açıyor.
Umarım bir gün ülkemizin bir tarım politikası olur ve çiftçimiz bu politikanın verileri ışığında 40-50 yıllık yol haritasını belirleyebilecek bir konuma gelir.Kendiside kazanır ülkemizde kalkınır ve güçlenir.