Kansızlık olarak da adlandırılan aneminin bir hastalıktan çok çeşitli hastalıklar sonucu gelişen bir klinik durum olduğunu belirten Medical Park Çanakkale Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “Anemi rahatsızlığı olan kişilerde dokulara yeterli oksijen taşınamaması sonucunda yorgunluk, halsizlik, kas ağrısı gibi durumlar ortaya çıkabilir” dedi.
Aneminin, dokulara oksijen taşımakla görevli kırmızı kan hücrelerindeki sayı, hacim veya içeriğindeki değişimlere bağlı olarak gelişebildiğini ifade eden Medical Park Çanakkale Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Semir Paşa, “Laboratuvar testlerinde kandaki hemoglobin düzeyinin kadınlarda 12 g/dL’nin, erkeklerde ise 13g/dL’nin altında olması anemi olarak tanımlanmaktadır” diye konuştu.
NEDENİ B12 VE DEMİR EKSİKLİĞİ OLABİLİR
Kemik iliğinde alyuvar üretiminin azalması, üretilen alyuvarların ömrünün kısa olması, alyuvarların dalak ve karaciğer gibi organlarda parçalanması veya kanamalar gibi pek çok nedenin anemilere yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Paşa, şu bilgileri paylaştı:
“Kemik iliği hastalıkları, kemik iliğinde yeterli demir ve B12 vitamini başta olmak üzere yeterli hammaddelerin bulunmaması, üretimi uyaran bazı hormon benzeri maddelerdeki yetersizlikler kemik iliğinde yetersiz üretime neden olabilir. Bazı kalıtsal hastalıklar, bağışıklık sistemi hastalıkları veya dalağı büyüten hastalıklar sonucunda aşırı yıkım veya kısalmış alyuvar ömrü gibi durumlar meydana gelebilir. Kanamalar ise diğer bir önemli gruptur. Bazen ciddi kanamalar kolay bulgu verir ve kolay tanınabilir. Fakat sinsi kanamalar ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Mide veya bağırsak kanserleri, emilim bozuklukları veya bağırsakların iltihabi hastalıkları sonucu gelişen ülserler anemilerin sinsi ve ciddi nedenlerindendir.”
YAŞLIKLIKTA GÖRÜLEN ANEMİ ARAŞTIRILMALI
Erken yaşlarda ve doğurganlık çağındaki kadınlarda hafif anemilerin sıklıkla görülebildiğine değinen Prof. Dr. Paşa, “Bu anemileri çok önemli görülmeyen demir eksiklikleri ile ilişkilendirip demir ilaçları ile tedavi etmeye çalışsak da, özellikle ileri yaşlarda, mide ve bağırsak şikâyetleri ile beraber görülen, ciddi düzeylere ulaşan, demir tedavilerine cevapsız, kilo kaybının eşlik ettiği anemi tablolarında mutlaka altta yatan nedenin araştırılması gereklidir” ifadelerini kullandı.
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Kansızlığın hafif veya şiddetli olmak üzere derecelendirileceğini, hafif ya da orta düzey anemiye sahip hastalarda veya ağır olsa bile yavaş gelişen anemi tablolarında herhangi bir belirti olmayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Paşa şunları söyledi:
“Aneminin hızlı geliştiği durumlarda ve şiddetli anemilerde belirgin semptomlar ortaya çıkar ve hastanın durumu buna bağlı olarak kötüleşebilir. Bu belirtilerin ortaya çıkması halinde tedavinin bir an önce başlatılması gerekir. Kansız bireylerin tırnakları genel olarak daha kırılgan ve sağlıksızdır. Ağız kenarlarında ve vücudun bazı noktalarında çatlaklar ortaya çıkabilir. Hastanın ten rengi giderek soluklaşır. Hatta dilinin zaman zaman ağrıdığı ve şiştiği görülebilir. Saçları dökülür, halsiz ve yorgun olur. Kolay üşürler ve çarpıntı olur. Günlük aktivitelerde göğüs ağrısı olabilir ve hareketle çarpıntı artar, baş dönmeleri ve gözlerde kararma olur. Bunun yanında konsantrasyon eksikliği ve odaklanamama gibi sorunların ortaya çıkma ihtimali vardır. Kansız bir hastada sık sık baş ağrısı görülmeye başlar. Hasta beslenmesini değiştirmemesine rağmen zayıflayabilir. Bazen de kansızlığın nedenini yansıtacak belirtiler olur. Dışkıda kanama, ağızdan kanama, ağız ve burun kanamaları, karın ve yan ağrıları, dalaktaki büyümeye bağlı sol yanda şişlik, kalıtsal anemi türlerinde yüz kemiklerinde şekil bozuklukları gibi pek çok belirtiye neden olabilir.”
ERKEN TANI TEDAVİ ŞANSINI ARTIRABİLİR
Söz konusu şikâyetlere sahip kişilerin anemi açısından değerlendirilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Paşa, “Gerekli tetkikler sonucunda anemi saptanmış ve özellikle de tedavilere dirençli anemisi olan kişilerde mutlaka anemi nedenlerinin araştırılması gerekir. Erken yapılacak değerlendirmeler bazı hastalıkların daha ileri aşamalara ulaşmadan saptanmasını sağlar ve tedavi şansını arttırır. Bu konuda doktor tavsiyesi dikkate alınmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.
Hibya Haber Ajansı