KÖRDÜĞÜM
Nerden çıktın karşıma kara gözlüm
Ah dedi bir anda kalbim yandı vücudum
Tir tir titredi ellerim kırıldı ayaklarım
Ey tüm kalplerin sahibi bağladın kalbimi
Ne oldu fikrime, zikrime, kurduğum hayallerime
Ne oldu sensiz geçmişime, senle olacak geleceğime
Ey kimsesizlerin kimsesi, kördüğüm ettin beni
Bağladın ellerimi, ayaklarımı, aklımı yaktın beni
Aklım anlamıyor, dinlemiyor hiç bir şeyi
Gözüm görmüyor, senin gösterdiğinden başka bir şeyi
Elerim ulaşmak istiyor senin nasip edeceğine
Ayaklarım koşmak istiyor kördüğüm ettiğine
Ey tüm kalplerin sahibi ne yaptın bana
Kalbim aklım ruhum senindi ama
Bu bir imtihan mı mükâfat mı bana
Sen bağladın kalbimi kördüğüm gibi
Yaktın yandırdın beni bir ateş gibi
Ey kalbimin sahibi şükürler olsun sana
Ezelim, ebedim kurbandır sana
Doğruyu yanlışı gösterdin bana
Mükâfatımı verdin dünyada bana
Şükürler olsun kördüğüm gibi bağladın ona
ANLA
Ne kadar dil bilsen de bil
Acının dili aynıdır bedende
Ve dökülen gözyaşları
Hep aynı şeyi söyler gidenin arkasından
Ayazda bırakılan sevgili
Mehtapta hiç gelir mi?
Ve unutulur mu geçen sevgisiz saniyeler
Anla sevdanın dilini
Hisset gözyaşların sessizliğini
Ve düşün artık
Sevdiğini anlaman gerektiğini
NE ÇARE
Son nefesini alana ne çare para
Gün doğduğunda ne çare karanlığa
Göremezsin yarının ne getireceğini sana
Unutursun geleceğini, yaşam ve hayalini
Anlarsın ahir ömrün sonunu işte o anda
Son saniyelerinde göz kapanmaya başlayınca
Gerçek doğum ve uyanma işte o anda
Gelecek için yaptığın binlerce plan nerde
Hayal ettiğin ev, araba, para ve tatil nerde
Yaşayacak gibiydin belki de zevkle
Genç, güçlü yakışıklı ve güzeldin
Ne işe yaradı tüm sevdiklerin
Ne çare sana ölüm geldiğinde
Ne çare Azrail seni çağırdığında
Ne çare ölüm yakalayıp seni aldığında
İLK GÖRÜŞ
Eğer ellerin titrerse birden bire
Kalp atışların artarsa sen fark etmeden
Ve boncuk boncuk ter akarsa anlından
Gözünü kaçırıp utanarak bakarsan
Belki aşkın içine düşmüşsündür
Yüreğin tutulmuş yanmışsındır
İşte ilk görüşte olmuştur olacak olan
İlk görüşte başlamıştır son görülecek olan
AYŞEGÜL
Açan güle sen mi ismini verdin
Yoksa gülüşünden mi aldı bu ismi
Ceylana sen mi verdin gözlerini
Yoksa ceylan mı aldı gözlerinin namını
Bedenime düşen yağmur taneleri
Sana olan sevda ateşimi söndüremedi
Ellerim çok uzak belki yüreğini sevmeye
Ama kalbimin tam ortasına kurulu tahtın
O taht ki kalbimin tek saltanatı
Doğan güneş mi aydınlatıyor hayatımı
Yoksa bana olan bakışların mı?
Batan güneş mi karartıyor gecemi
Yoksa ellerimin ellerinden uzaklaşması mı?
Ne methiyeler düzsem sana
Kifayetsiz kalır sana olan sevgimi anlasana
Unutmak istedim Rabbimden seni
Mükâfatı bana tekrar beni sevmendi
YUNUS GİBİ
Diyar diyar dolaşırsın bulamazsın Yunus gibi
Arar sorar göremezsin anlamazsın Yunus gibi
Dağı, taşı, nehri, bahrı, gezemezsin Yunus gibi
Hacıbektaş veli gibi, Taptuk Emre pirin gibi
Nağmelerin inci gibi anlayamaz kalpler seni
Türkçe’ye mihenk oldu sade, yalın güzel dilin
Tasavvuftur konuşturan Hâk aşkıyla yanan kalbin
Sözlerin var Hâk’tan gelir halka giden yollar senin
Haktan gayrı söyleyemez, haktır senin öncü dilin
Sözün sonu olgunluktur erenlere selam olsun
Kitaplarda yazmaz ismin senin yerin kalplerdedir
Kaybolmadı şiirlerin nehirlerde ismin vardır
Nefesinle ilahiler gümbür gümbür akar durur
Kerametin imandandır, dilin ile yoğrulmuştur
Fıkıh, hadis, tefsir ile senin kalbin kavrulmuştur
Öncenede, sonranada benzemedi hiç bir sözün
Kalp eleğinden geçti anlam dolu dizelerin
Kur’an ile hatim ettin gönüllere giriverdin
Aşkın ile sevdalanan gönüllere serap oldun
Tekkelere aş oldu sözlerin yandı tutuştu dervişlerin
Sen bir garip Yunus iken gönüllere çare oldun
Miskin olmak yakışmazdı yandı avare vücudun
40 yılını alev ettin düz odunu bulmak için
Aradın buldun ilmi âlimlere merhem için
Akan nehir söyler seni, ağıt yakar senin için
Bir söz söyledin barış oldun gönüllerde
Temel attı Anadolu senin güzel şiirinde
Derviş Yunus barış ettin küskün olan gönüllerde
Yazın ile barıştırdın küskün olan fikirlerde
Yaradılanı sevdin yaradandan gerisiye