Önce üç aylara girdik. Daha sonra da on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı, şeref konuğu olarak arzı endam eyledi.
İlk on beş gün hoş geldin dediğimiz bu aya bu günlerde elveda diye sesleniyoruz.
Gerçekten de sayılı günler sonra bu mübarek aya veda edeceğiz.
Bir sonraki mübarek Ramazan ayına kim ulaşır? Onu ancak yaradanımız yüce Rabbimiz bilir.
Onun için gelin önümüzde kalan bu sayılı günleri güzel bir şekilde değerlendirelim.
Öncelikle Ramazan ayının saatler boyu aç kaldıktan sonra mükellef sofralara yumulmak olmadığını bir kez daha hatırlayalım.
Çünkü Ramazan aynı zamanda ruhun da arındırılması gereken bir aydır.
Bu ay, günahları terk etme ve tövbe etme aydır.
Bu ay, yardımlaşma ve şefkat aydır.
Hatta bu ay, dargınlıkların sona erdiği, sevgi ve kardeşliğin doruğa çıktığı bir aydır.
O halde gelin bu ayın önümüzde kalan günlerini gerektiği gibi değerlendirelim.
Önce geride bıraktığımız günleri, bu günlerde işlediğimiz günahları ve yaptığımız hataları gözümüzün önüne getirelim.
Bunlardan dolayı pişmanlık duyalım ve bir kez daha yapmamaya azmedelim. Bu günahların affı için bolca dua edelim.
İbadetlerimizi aksatmayalım ve
yarın ölecekmiş gibi özenle yerine getirelim.
Zekatımızı verelim, imkanlarımız dahilinde bol bol sadaka verelim.
Dargın veya kırgın olduğumuz kişilerle barışalım ve affedelim.
Ancak bu şekilde bu mübarek ayın hayır bereketinden faydalanabiliriz.