Devlet adamı, adı üstünde devletin temsilcisi. Vatandaşımızın baba olarak gördüğü o dev kurum. Babanın şefkatli yüzünün yansıdığı kurum.
Bu nedenle devleti temsil edenlerin sorumluluğu çok fazladır. Hele hele vatandaşların batı bölgelerine göre devletten çok daha fazla şey beklediği bölgemizde.
Devlet adamları ile vatandaşlar arasında ki ilişki zaman içinde inişli çıkışlı bir grafik çiziyor. Devlet temsilcisinin kişiliğine bağlı olarak bazen ilişki doruğa çıkıyor. Bazen de bir inişe giriyor.
Kimi devlet adamı halkın arasında “mış” yapmak için uzun namlulu silaha sahip polisler eşliğinde dolaşıyor.
Kimisi de bu milletin bir bireyi olduğunu unutmadan ve her bir bireyine sonsuz güven duyarak minimum koruma ile aralarında dolaşarak onlarla hemhal oluyor. Onlardan biri gibi davranıyor ve kısa bir zamanda da gönüllerde ayrı bir yer ediniyor.
Böylelikle toplumda istisna kabilinden bulunabilecek hainlere de halkıma güveniyorum şeklinde güzel bir mesaj vermiş oluyor.
Ama sanırım halkla iç içe olma ve onların gönlünde yer edinebilmek içten gelen bir istek kadar, kişinin fıtratı da önemli bir rol oynamaktadır.
Bu nedenle her devlet adamı istese de bazen bunu beceremiyor.
Son 30 yılda gerçek anlamda başarabilenlerden biri 2000-2004 yılları arasında Siirt’te görev yapan vali Nuri Okutandır.
Yıllar sonra bunu başarabilen bir vali daha görüyoruz. Siirt Valisi Dr. Kızılkaya daha ilk günden itibaren farklı bir yönetim ve iletişim tarzına sahip olduğunu gösterdi.
Onu bir çayhane de, bir çarşıda ya da çocuklarla birlikte görebiliyoruz.
Şimdi de sade bir vatandaş olarak belediye otobüsüne binerek, vatandaşın yaşadığı sorunları ve taleplerini öğrenmeye çalışıyor.
Kendisini bu tutumundan dolayı kutlarken bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Sayın valimiz göreve başladığı gün yazdığım açık mektupta Siirt insanını anlatırken, onun içten gelen bir selamla, sıcak bir dokunuşla çok mutlu olabildiğine vurgu yapmıştım.
Bunu görmek isteyenler sayın valimizle birlikte otobüste seyahat eden vatandaşlarımızın gözlerinde ki parıltıya, yüzlerinde açan güllere baksınlar.
O halde vatandaşlarımızın bu mutluluktan mahrum edilmemesine yönelik bu çabaları desteklemeliyiz.