1923- 2000 YILLARI;
Siirt tam anlamıyla bir yatırım çöplüğü konumundadır. Son 80-90 yıllık süre içerisinde büyük çoğunluğu küçük ölçekli sanayi yatırımı olmak yüzlerce proje ya yarım kaldı ya da tamamlandığı halde kısa bir süre sonra kapısına kilit vuruldu ve adeta kaderine terk edildi.
Bu yazı dizisinde iki bölüm halinde bunları hafızamda kaldığı kadarıyla hatırlamaya çalışacağız.
İlk bölümde Cumhuriyetin kuruluşundan 2000 yılına kadar ilimizde ki amacına ulaşmayan yatırım ve projeleri yine hatırlayabildiğimiz kadarıyla ele almaya çalışacağız.
Amacım bilimsel olarak sanayi tarihi konusunda bir yazı yazmak veya istatistiki bir çalışma yapmak değil. Yalnızca yarım yamalakta olsa bu yatırımları anlatarak bundan sonraki yatırım ve projelerin aynı akibete uğramaması için dikkatleri çekmektir.
Gelin şöyle bir eski yıllara uzanalım.
Siirt’te 1927 yılında yapılan sanayi sayımında 314 iş yerinde 1278 kişinin çalıştığı tespit edilmişti. Bunların hepsi çok küçük ölçekli iş yerleri ile daha çok zenaatlarların çalıştırdığı basit imalathanelerden oluşuyordu.
Siirt’te kayda değer ilk sanayi tesisi Yasin Aral adlı girişimcinin kurduğu Yeni Hayat Un Fabrikasıdır.
25 işçinin çalıştığı ve döneminin Ortadoğu ve Balkanlar’ın en modern fabrikası olan bu fabrika uzun yıllar bölgenin ve askeri birliklerin un ihtiyacını karşıladı.
Fabrika 1939 yılında geçirdiği büyük bir yangın sonucu çalışamaz hale geldi. 1941 yılında tekrar üretime başlayan fabrika 1960 yılına kadar üretim yaptı.
Bu fabrikanın kapanmasının ardından uzun yıllar sanayileşme alanında kayda değer bir gelişme gerçekleşmedi.
1972 yılında ise dönemin Valisi Turan Beyazıt’ın girişimleri ile SİSTAŞ ın kurulduğunu görüyoruz.
Kamu, büyük bankalar ve vatandaşların ortak olduğu bu şirket Alman Sopradon firmasına yeni bir yöntemle meyan kökünü macun haline getirecek bir fabrika kurmak üzere anlaştı.
Alman firmasının da şirkete yüzde 10 oranında ortak olması bu fabrikaya yönelik umutları doruğa çıkardı.
Kezer mevkiinde kurulan fabrika 1977 yılında üretime başladı. Bir süre sonra dünya piyasalarında macun halindeki meyan kökünün rağbet görmediği ve üretimin toz haline getirilmesi için fabrika kapatıldı.
Ancak çok kısa bir süre sonra da çeşitli oyunlarla şirket iflas ettirildi. Fabrika Kilis iline hurda olarak satıldı. Siirtlilerin umudu yok oldu.
Bu fabrikayı Siirtte kurulan ikinci un fabrikası takip etti. 1980 lerde günün şartlarına göre çok modern bir un fabrikası olan Kayhan Un Fabrikası ancak bir kaç yıl faaliyet gösterebildi.Bu fabrika yaklaşık 40 yıldır atıl vaziyette duruyor.
Leblebi şekeri ile akide şekeri üretimi yapan Ülkü Camisi karşısındaki işletme uzun yıllar üretim yaptıktan sonra günün teknolojisine ayak uydurmadığı için kapandı.
Yine bu yıllarda Kooperatif Mahallesinde devlet tarafından kurulan Süt Peynir Fabrikası ile Doğan Mahallesinde kurulan devasa yem fabrikaları da maalesef uzun ömürlü olmadı.
Süt peynir fabrikası kapatıldı. Yem fabrikası da özelleştirildi. Ancak o da bir süre sonra kapandı.
1990 lı yılların başında Vali Atilla Koçun girişimleri ile Tillo yolu üzerinde küçük kapasiteli yeni bir süt peynir fabrikası kuruldu. Ancak bu da diğer yatırımların akibetine uğradı.
Bu yıllarda Devlet Planlama Teşkilatının yanlış destekleme politikaları ile kurulan onlarca çiftlik ve tesisin çoğu ya kâğıt üzerinde kaldı veya bir kaç yıl sonra kapandı.
Oysa o dönemde yapılan açıklamalarda bu yatırımların sayesinde toplam da 18.000 i aşkın kişiye istihdam sağlanacağı vurgulanmıştı. O günkü Siirt için bu rakam devasa bir rakam olarak işsizlik sorununa bir çözüm yolu şeklinde görülüyordu.
Yine Kurtalan yolu üzerinde ağırlıklı olarak Iraka ihracat yapacak olan Simaş Alçı fabrikası kısa sürede tamamlandı ve üretime başladı.
Ancak kamu ve özel sektör işbirliğiyle kurulan bu yatırım da bir kaç yıl sonra aynı akıbete uğradı.
Yaklaşık 5 yıl kadar atıl durumda kaldı. Daha sonra da Özel sektöre satılan alçı fabrikası da yenilenemeyen teknoloji yüzünden
rantabl olmadığı gerekçesiyle kapandı.
Yine bu yıllarda özel sektör tarafından eski Eruh yolu üzerinde kurulan küçük bir üretim kapasitesine sahip bir meyan kökü işleme fabrikası da uzun ömürlü olmadı.
Yine bu dönemde Dabaklar Çarşısında ki lokum imalathanesi, bir naylon poşet fabrikası, sulu klima imal eden bir atölye de kapandı.
Yine bir zamanlar çok geniş bir coğrafyanın ihtiyacını karşılayan helva ve tahin imalathaneleri de yıllar içerisinde yok oldular. Bunlardan günümüze kadar yalnız iki tane gelebildi.
Bir başka yazımızda da 2000 yılından günümüze kadar kapanan işletmeleri ele almaya çalışırız.