Nöbetçi Eczaneler
Dr. Vehip Arıkan olmak kolay değil. Herkese nasip olmayan bir meziyet. Vefatının ardından onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen her sohbette sağlık ve iyilik gibi konular söz konusu olduğunda ilk akla gelen isimlerden biri olmak kolay değil. Rahmetli Dr. Vehip Arıkan ihtisas için 1970’lerin başında Siirt’ten ayrıldığında ben 12-13 yaşlarında bir öğrenciydim. Onu bir kaç defa gördüğümü hatırlıyorum. Ancak hemen her ortamda onun hastalarına olan yaklaşımını ve buna ilişkin anektodları dinledim. Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen de anlatılmaya da devam ediliyor. Kendisine gelen her hastasına ayırım yapmaksızın bir baba şefkati ile yaklaşımı, bunlardan maddi durumları elverişli olmayan ve sosyal güvencesi bulunmayanların ilaçlarını kendisinin karşılıyor olması halen dilden dile aktarılıyor. Zaman, zemin ve koşulları gözetmeden ağır hastaların bulunduğu mekanlara kadar giderek muayene etmesine ilişkin çok sayıda anektodda anlatılmaya devam ediliyor.Sanırım bunlardan en ilginci ve tam anlamıyla Hipokrat yeminine sadakati yansıtanı düğün gecesinde davetlilerin gitmesinin ardından gece geç saatlerde gelen hasta ihbarı karşısında ailesinin çok sıcak bakmamasına rağmen hemen elbiselerini alel acele giyip hastanın evine koşması geliyor. Doğrumu yoksa bir şehir efsanesi bilemiyorum, o kadar acele etmişki çorabının bir tekini giymediği söyleniyor. Özetle Dr. Arıkan olmak kolay değil. Şimdi oğlu Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan’ınd a babasının yolunda olduğuna ilişkin çok sayıda hemşerimizden duyumlar alınıyor. Ben kendisiyle fiziken tanışma imkanını henüz bulamadım. Yanında Ankara Gazi Üniversitesinde tedavi olan bir hemşerimiz aracılığıyla bir telefon görüşmesi yaptım. İlk izlenimim hakkında söylenenlerin doğru olduğu yönünde. Umarım ben ve hemşerilerimiz yanılmamışız. Çünkü ülkemizin Rahmetli Vehip Arıkan gibi doktorlara gerçekten ihtiyacı var.
