Siirt’liler olarak yanlış bir tutumuz var. Bir şeyi beğenip ön plana çıkardık mı? O alanda ki diğer bütün değerleri neredeyse yok olarak kabul eder ve önemsemeyiz.
Örnek mi istersiniz?
İşte verilebilecek çok sayıda örnekten bir kaç tanesi.
Yöresel yemekler denildi mi? Aklımıza hemen büryan, perde pilav ve biraz da kıtel akla gelir.
Oysa tatlısından, tuzlusuna, çorbasına kadar Siirt’e özgü 100’ün üzerinde yemeğimiz bulunmaktadır. Bunları neredeyse bir kalemde silip atıyoruz.
İnanç turizmi denilince de aklımıza hemen Tillo ve Veysel Karani gelir.
Oysa Siirt’in her tarafı inanç değerleri çok zengin bir potansiyele sahiptir.
Aynı şey, Siirt’te ziyaret edilecek veya gezilecek yer denildi mi? Aklımıza hemen bir tek Güres Caddesi gelir.
Mülki idare amirleri, siyasetçiler vatandaşlarla buluşmaları hep burada yapıyorlar. Hatta vatandaş olarak gelen misafirlerimizle de yalnızca, Güres Caddesi’ni tercih ediyoruz.
Oysa Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkça belirttiği “Dünya beşten büyüktür “ gerçeğinde olduğu gibi, “ Siirt’te Güres’ten büyüktür’’.
Bu açıdan baktığımızda, Valimiz sayın Osman Hacıbektaşoğlu’nun, son vatandaş ziyaretini Ulu Cami, Helvacılar Çarşısı civarında yapmış olmasını önemsiyorum.
Umarım bundan sonraki dönemlerde de, hepimiz bu konuda gerekli hassasiyeti gösterir ve Siirt’in her kesiminin değerli olduğunun farkına varırız.